Burada yok ama bir içki dükkanına uğrayıp oradan da sahile inebiliriz. | Open Subtitles | ،ليس في المبنى لكن يمكن أن نذهب إلى متجر خمور ونقود للشاطئ |
Şeker, içki ve hatta silahlar, fahiş fiyatlarla piyasada yer alır. | Open Subtitles | حلويات, خمور حتي الأسلحة كل شئ متاح وكل شئ له ثمن |
Hiçbir içki dükkanı açık olmaz, ve saat bire kadar tek bir barı bile açmazsınız. | Open Subtitles | لا متاجر خمور مطلقا و انتم لا تفتحون حتى الساعة الواحدة.. |
Daha önce de söylediğim gibi adım Emily ve ben bir alkoliğim. | Open Subtitles | كما قُلتُ قبل ذلك، اسمي إيميلي وأَنا مُدمنُه خمور. |
alkol ve kokain kullanıyor, çabuk öfkeleniyor, çabuk silaha sarılıyordu. | Open Subtitles | هو كان مدمن خمور ومدمن كوكايين سريع الأنفعال وسريع الضغط على الزناد |
Bir satıcıdan konuşalım, eğer bir şarap evine gidip bir şişe şarap alacak olsaydınız, ve 8, 27, 33 dolara seçenekler olsaydı, ne yapardınız ? | TED | ولذا فأن تجار التجزئة، اذا كنت بصدد الذهاب لمتجر خمور وكان عليك شراء زجاجة نبيذ، ورأيتهم هنا مقابل 8، 27 و 33 دولاراً، ماذا ستفعل؟ |
Kızıl Ejder bira Fabrikası. Yeni patron için. Fabrikanın mı? | Open Subtitles | مصنع خمور التنينِ الأحمرِ المالك الجديد مصنعِ الخمور؟ |
Aynı parmak izlerini likör dükkanı hırsızlığında da mı buldular? | Open Subtitles | إذاً وجدوا نفس البصمة في مسرح سرقة متجر خمور ؟ |
Aile skandalımızı sen de öğrenebilirsin sanırım. Ben içki içerim. | Open Subtitles | ربما يجب أن تعلمي بفضيحة العائلة أنا مدمن خمور. |
Sana işyerinde içki yasak demiştim. Sana güvenebileceğimi sanıyordum. | Open Subtitles | سبق وأن قلت لك لا خمور في المكتب اعتقدت أنه يمكنني الوثوق بك |
Bu grupta içki istemediğimi açıkça söylediğimi sanıyorum. | Open Subtitles | ظننتني أوضحت جيداً أني لا أريد أي خمور هنا |
Bana sataşarak, içki dükkanın için para vermesini sağlayamazsın. | Open Subtitles | لن يجعلها توبيخك لي تعطيه لك لتستثمره في محل خمور |
Adam içki satıyormuş. Kanalda bir deposu varmış. | Open Subtitles | يفترضون أنه تاجر خمور فهو يملك مخزن فوق القناة |
Bir benzin istasyonu, bir kaç gece açık bakkal, içki satan büfeler. | Open Subtitles | سرقت محطة وقود، متجرين للأطعمة المعلبة، مخزن خمور. |
Son soyduğumuz içki dükkanını hatırlıyor musun? | Open Subtitles | ارأيت .. لقد فهمت اخر محل خمور سطونا عليه تذكرين ؟ |
Katherine Markum'u öldüren silah 1984'te bir içki dükkanı soygununda kullanıImış. | Open Subtitles | نفس المسدس الذي قتلت به كاترين ماركم استخدم في متجر خمور عام 1984 |
Daha önce de söylediğim gibi adım Emily ve ben bir alkoliğim. | Open Subtitles | كما قُلتُ قبل ذلك، اسمي إيميلي وأَنا مُدمنُه خمور. |
- Selam, adım Mike ve ben bir alkoliğim. | Open Subtitles | -أَنا مايك ، وأَنا مُدمنُ خمور -مرحباً ، مايك |
Ve tavrından, ...nefesinden, yeni alkol aldığını hissettim. | Open Subtitles | وشعرتأنه, بسببنشاطهوغرابةتصرفاته, قررت أنه تناول خمور مؤخراً |
Biliyor musun, aslında bu saatte trafik gerçekten berbat ve küstahlık etmek istemem ama yani şarap evindeyiz. | Open Subtitles | أجل أتعلم, الطرقمزدحمةفيهذاالوقت , ولااريدأنأكون متملقة,لكن, نحن في مصنع خمور |
Gerçi aslında sadece bir tane var ve o da aşk mektubundan ziyade görmeye gittiği bir bira fabrikasından gönderilmiş aşk kartpostalı. | Open Subtitles | بالواقع هناك واحدة فقط، وهي بالأحرى بطاقة شاعرية من مصنع خمور كان قد زاره. |
Bulduğun şişelerde likör falan yoktu. | Open Subtitles | العبوات التي وجدتها الا تحتوي علي خمور ؟ |
Bayram gününde, barın dışında oturan alkolik gibi. | Open Subtitles | مثل مُدمنِ خمور خارج حانة في يوم الإنتخابات. |
Sen. Duyduğuma göre Riley's likörü reşit olmayanlara satıyormuş. | Open Subtitles | أنتي ، سمعت شائعة تقول أن خمور رايلي تباع للطلاب القاصرين |
Bilerek ve isteyerek alkollü içki depolayıp naklettiğinizi bildiren tanık ifadesi var. | Open Subtitles | لديّ شاهد يفيد أنك خزنت ونقلت خمور مع سبق الإصرار والترصد، |