kaskını tepenin yukarısına götürmüşsün. | Open Subtitles | أنت كنت الشخص الأخير أن إتّصل به. سلّمته خوذته في قمة التلّ. |
Onu kokpitten dışarı aldık, kaskını çıkarttık. | Open Subtitles | خرجت من قمرة القيادة، وخلعت خوذته لكي يستطيع التنفس. |
Bir keresinde bir maçınıza gitmiştim, adama o kadar sert vurdunuz ki, kaskı ikiye bölünmüştü. | Open Subtitles | ذهبتُ الى مباراةٍ ذات مرّة حيثُ قمتَ بضرب ذلك الرجل بعنف وكسرتَ خوذته إلى نصفين |
miğferini çıkarıp da gümüş saçlarını savurduğunda herkes neşe içindeydi. | Open Subtitles | وأتذكر الفتيات تضحك عندما خلع خوذته ورأوا ذلك الشعر الفضي |
Miğferi iki parçadan oluşuyor. O kıskacı uzatır mısın? | Open Subtitles | خوذته مكونه من قطعتين إعطنى الماسكات |
Monkey-See ve Monkey-Do süper köpekbalığının Kaskında! | Open Subtitles | القرش بحوزته قرد يمكنه الرؤية خلال خوذته. |
Kaçışı için gemisinin direğini yaparken Thor onu cezalandırmak için tam da kaskına bir yıldırım düşürdü. | Open Subtitles | لمعاقبته (ثور) صعقه بالبرق فى خوذته عندما أصلح سارى السفينه لكى يهرب. |
Ve pilotun gözlüğü, kaskının üstündeydi. | Open Subtitles | وذلك الطيار كان لديه نظاراته الواقية على خوذته |
Döndüğümüzde başlığını tutkalla tutturacağım, sakın unutturma. | Open Subtitles | ذكرنى ان اغرى خوذته و اغلقها عليه عندما نعود |
Kurşın kaskını delmiş ve sol beynine saplanmış. | Open Subtitles | لقد اخترقت الرصاص خوذته واصابة دماغه الأيسر بحاله شلل |
Ve Tanrı kaskını bu duyguyu üretmek için tasarladı. | Open Subtitles | و لقد صمم خوذته لتوليد هذا الشعور عند الطلب |
Ona de ki, Bay Goldsmith'in arabasını ödünç alıyorum, ...arazide bir uzay adamı buldum, melek olması mümkün, ...fakat yaralanmış ve kaskını çıkartamıyorum, ...ben de onu bir polis kulübesi bulması için şehre götüreceğim. | Open Subtitles | و بأنني وجدتُ رائد فضاء في حقل ما و ربما يكون ملاكا لكنه مصاب و لا يمكنني نزع خوذته لذا علي أخذه إلى البلدة لأجد كشك هاتف الشرطة حسنا ؟ |
- kaskını çıkarmasını isterdim ama ölüverir sonra. | Open Subtitles | -أود صورة لوجهه -بوسعي إخباره أن يخلع خوذته لكنها بعدها كما تعلمين، سيموت |
- Evet, o... Doktor seni güvenli bir yere getirdi. Sana kendi kaskını taktı. | Open Subtitles | أوصلكِ الدكتور لبر الأمان وأعطاكِ خوذته |
- Evet, aslında ona iyi bir teklifte bulunmuştum. Motorum karşılığında onun kaskı. | Open Subtitles | عقدت معه صفقة دراجتي مقابل خوذته, |
kaskı çarpışma sırasında kafasını korumuş. | Open Subtitles | حمت خوذته ه الرئيس أثناء التحطّم. |
Adamla göz göze beklerken birden... miğferini hala çıkartmadığını fark ettim. | Open Subtitles | وبعدها صعقني أمر ، حيث كانت عيني على عين هذا الرجل هو لا يزال يرتدي خوذته |
miğferini çıkarıp da gümüş saçlarını savurduğunda herkes neşe içindeydi. | Open Subtitles | أذكر أن الفتيات ضحكن عندما نزع خوذته ورؤوا ذلك الشعر الفضي |
Miğferi boğuyor, görüşünü kapıyordu. | Open Subtitles | خوذته كانت تحجب الأفق عن مجال رؤيته |
Kaskında aslan resmi olan bir motokrosçuya Leo diyen biri. | Open Subtitles | نفس الشخص الذى يحاول قتل راكب دراجات بخاريه ولديه صورة أسد على خوذته ويعرف بإسم " ليو "َ |
Logomuzu arabaya Blaine'in giysisine ve kaskına da yapıştırmalıyız. | Open Subtitles | على السيارة, بذلة (براين) خوذته |
Ve pilotun gözlüğü, kaskının üstündeydi. | Open Subtitles | و كان الطيار واضعا مناظير الوقاية على خوذته |
Nefes alamıyor ve başlığını da çıkaramıyorum. | Open Subtitles | لا يمكنه الحصول على الهواء، ولا يمكنني خلع خوذته. |
Kaskısını verin. Buna ihtiyacın olacak. | Open Subtitles | أعطه خوذته سوف تحتاها ، تايلر |