Bu mücevherler de her zaman röportaj yaptığımız kişinin derinliklerinde olur. | TED | والمجوهرات دائما ما تكون الحدود القصوى في شخصيات من نقابلهم. |
Bunlar, her zaman kusurlu, hiçbir zaman tam düzenli olmayan bu nedenle sıradan olmaktan kaçınan hareketlerdir. | TED | هي حركات ؛ دائما ما تكون غير كامله و غير منظمه لكي تتجنب أن تكون رتيبة |
her zaman en başarılı yol. Hiç biri bir boku örtmedi. | Open Subtitles | انها دائما ما تكون انجح الطرق لا شئ من هذا يمكنه اخفاء القذاره |
Otel odalarında bu şeyler Hep komik oluyor, değil mi? | Open Subtitles | دائما ما تكون هذه مضحكة في غرفة الفندق, أليس كذلك؟ |
Onu Hep gururla havaya kaldırırım ki... yumruk yapıştırmak isteyen rahatça yapıştırsın. | Open Subtitles | دائما ما تكون معى فى اى مكان لذلك.. لو ان اى شخص اراد لكمها فعليه ان يفعل ذلك |
Sen her zaman, restoranda sipariş ettiğini değil de yandaki masadakinin, sipariş ettiğini isteyen adam olacaksın. | Open Subtitles | أنت فقط دائما ما تكون هذا الرجل في المطعم الذي، عندما يحصل علي ما طلب دائما يتمني لو كان أخذ طلب الرجل الذي بجواره |
Ve mucizeler her zaman gerçeklerden daha kolay hazmedilir. | Open Subtitles | والمعجزات دائما ما تكون سهلة للهضم أكثر من الواقع |
Bu her zaman için Spartalı bir ananın en zor anı olmuştur. | Open Subtitles | دائما ما تكون فترة صعبة على كل أم إسبارطية |
her zaman başka bir kadınla takılırdı. | Open Subtitles | دائما ما تكون معه امرأة مختلفة على ذراعه |
Sen her zaman enkaz gibisin. Egzersiz yapmak yok, abur cubur yemekler ve kafein. | Open Subtitles | دائما ما تكون احمق، لا تمارين، طعام تافه، والكثير من الكافايين |
her zaman çantanda ilk yardım malzemeleri olur mu? | Open Subtitles | هل دائما ما تكون معك حقيبة الإسعافات الأولية ؟ |
Herkes için çok ağırdı bu. Herkes her zaman bundan şikayetçiydi. | Open Subtitles | وكانت دائما ما تكون ثقيلة وتتعبنا وتجعلنا نتعرق |
- Yani kim olduğunu biliyorsun. - her zaman hızlıydın, Johnny. | Open Subtitles | إذا ً فأنت تعرفها - دائما ما تكون نبيها جوني - |
İkinci sefer her zaman birinciden daha hatasız olur. | Open Subtitles | الدورة الثانية دائما ما تكون أكثر دقة من الأولى |
Evet her zaman ikinci bir kamera bulundururum. | Open Subtitles | أجل دائما ما تكون لدى الكاميرا الاضافية فى غرفتى |
Bu konularda her zaman zor olmuştur konuya girmek. | Open Subtitles | دائما ما تكون هذه الأمور صعبة ويصعب طرحها |
Evet, her zamanki kokteyldi: biraz tehdit, biraz dostça tavsiye, biraz mali polis, biraz metin denetimi. Yani ofinizi hiçbir zaman terk etmeyen biri her zaman oluyor. | TED | نعم، كان الكوكتيل المعتاد : القليل من التهديدات، والقليل من النّصائح الودّيّة، القليل من الشرطة المالية، والقليل من التحكّم في النَّصِّ. لذلك فأنت دائما ما تكون بصحبة شخص ما لا يغادر مكتبك مطلقا. |
Sonuçta kanaryalar Hep parmaklıkların ardındalar. | Open Subtitles | فعصافير الكناري دائما ما تكون خلف القضبان على أية حال |
İyi bir askeri Hep takip eden iyi haberleri duymak istiyorlar. | Open Subtitles | اٍننى أتوق اٍلى سماع الأخبار الجيدة التى دائما ما تكون في أعقاب جندى جيد |
Kazansa da kaybetse de, oyunun sonunda tokalaşmayı Hep yapardı. | Open Subtitles | دائما ما تكون أول شخص يقوم بالمصافحة في آخر اللعبة لا يهم إذا كنت الخاسر أو الكاسب |