Uzun süredir aklımı kurcalayan bir duygu vardı kafamın içinde. | Open Subtitles | .لديّهذاالشعور. داخلَ رأسي. والذي كان يطاردني منذ فترةٍ طويـلة. |
Ölü koma adamının içinde tam olarak ne bulmayı bekliyorsun? | Open Subtitles | ما الذي تتوقّعُ أن تجدهُ داخلَ رجل الغيبوبةِ الميت؟ |
Bir kavanozun içinde içtiyse tabii. | Open Subtitles | فقط لو كانَ يدخّنها داخلَ ناقوس |
Çünkü bu ışığın küçük bir parçası her insanın içinde vardır. | Open Subtitles | لأنّه يوجد القليل من النور ذاته داخلَ كلّ إنسان... |
Cadının evinde, siyah, deri bir kesenin içinde duruyor. | Open Subtitles | و هو موجودٌ في حقيبةٍ جلديّةٍ سوداء... داخلَ منزلها. |
Peki ülke içinde? | Open Subtitles | وماذا عن سفركَ داخلَ البلاد؟ |
Neden bir tart, tost makinesinin içinde yaşar ki, Rick? | Open Subtitles | أعني، لمَ كعكةً تودُّ العيشَ داخلَ محمصة، يا (ريك)؟ |