Bankanın içinde, gözlerimizin yerine ayaklarımızı kullanacağız. Bu yüzden birbirimize ayak uydurmamız gerekiyor. | Open Subtitles | داخل البنك سنستخدم أرجلنا بدلاً من عيوننا , لذلك يجب أن ندربها جيداً |
Bankanın içinde fırtına kopuyor gibiydi. | Open Subtitles | كما لو ان هناك عاصفة رعدية داخل البنك. |
Biliyorum. Dersi kestin. Bankanın içinde sen değil, biz olacağız. | Open Subtitles | أعرف , وفري عليّ المحاضرة داخل البنك نحن لا نعرف بعض |
Bankada 8 kişinin alıkonulduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | وقد علمنا أن ثمانية أشخاص مازالوا محتجزين داخل البنك |
Ve bankanın içinden ilk haberler geldi. | Open Subtitles | اذاً, لدينا التقرير الاول من داخل البنك |
Bankanın içindeki durumu bilmiyoruz ancak Howard Calvin'den edindiğimiz bazı bilgiler var. | Open Subtitles | ...... ومازال الموقف داخل البنك مجهولا بالنسبة لنا فيما عدا "الأوصاف التى حصلنا عليها من "هوارد كلفون |
Bankanın içinde neler olduğuna dair sayısız olasılık mevcut. | Open Subtitles | هناك عدد لا حصر له من الإحتمالات إذ ليست لدينا فكرة عما يحدث داخل البنك |
Ve Roma'nın Bankanın içinde olduğu sırada, 33 milyon dolar bir güven fonundan boşaltılmıştı. | Open Subtitles | وأثناء الوقت الذي كان (رومان) يتواجد فيه داخل البنك تم تفريغ 33 مليون دولار من أحد صناديق الإئتمان |
Bankada 8 kişinin alıkonulduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | وقد علمنا أن ثمانية أشخاص مازالوا محتجزين داخل البنك |
öndeki adam hiç Bankada görünmezse... hiç birimiz yakalanmazdık. | Open Subtitles | ان هذا الممثل لم يراه احد داخل البنك او خارجه |
Sarah, tarayıcılarımın bildirdiğine göre bankanın içinden biri, uydu telefonuyla arama yaptı. | Open Subtitles | سارة) ، أجهزة الرصد لدى تبين لي) أن أحدهم أجرى مكالمة من داخل البنك باستخدام هاتف يعمل بالأقمار الصناعية |
bankanın içinden. | Open Subtitles | من داخل البنك. |
Bankanın içindeki durumu bilmiyoruz ancak Howard Calvin'den edindiğimiz bazı bilgiler var. | Open Subtitles | ...... ومازال الموقف داخل البنك مجهولا بالنسبة لنا فيما عدا "الأوصاف التى حصلنا عليها من "هوارد كلفون |