Sanal haber odasında, muhabirler dokümanlardan çıkan konular üzerine bir araya gelebiliyorlardı. | TED | داخل غرفة الأخبار الإفتراضية، تجمع الصحفيين حول الأفكار الرئيسية المنبثقة من الوثائق. |
Üç hafta önce Amerikalı bir işadamı otel odasında ölü bulunmuş. | Open Subtitles | قبل ثلاثة أسابيع رجل أعمال أمريكي وجد ميت داخل غرفة فندقه. |
Evet. Ya bu insanların oturma odasında iki farklı boyut bir aradaysa? | Open Subtitles | نعم ، ماذا لو ان هؤلاء الناس عندهم مكان إضطراب داخل غرفة نومهم نفسها |
Çalışma odasına atmayı düşünmüştüm ama o fırsatı bulamadım. | Open Subtitles | كنت اريد اسقاطها داخل غرفة المكتب ولكن لم تسنح الفرصة لذلك |
Sabina, onalra benimle otel odasına gelmelerini söyle ...fotoğraf çekmek için. | Open Subtitles | سابينا، نطلب منهم أن تأتي معي إلى داخل غرفة في الفندق لالتقاط صورة. |
Yeni CEO, yarım saatte bir odasından çıkıyor. | Open Subtitles | الرئيس التنفيذي الجديد يعمل داخل غرفة الاجتماعات تقريباً لنصف الوقت |
Hepsinden öte, bunu otel odasından halledemeyiz. | Open Subtitles | وغالبًا,لن نستطيع التغطية من داخل غرفة في فندق. |
3.000 yıldan fazla bir zamandır kimsenin girmediği bir odaya girdik. | Open Subtitles | نحن نقف داخل غرفة لا أحد دخل في مدى 3,000 سنة. |
Bu yatak odasında olan burada kalır. Bunu biliyorsun. | Open Subtitles | ما يحدث داخل غرفة النوم يظل فيها و أنتِ تعرفين هذا |
Öğleden sonrasını bir otel odasında aile bireylerinin sevişmelerini izleyerek geçirmek gibisi yok | Open Subtitles | ليس هنالك أمر مثل قضاء وقت الظهيرة محجوزين داخل غرفة فندق نتابع أفراد العائلة يمارسون الجنس |
Adam kilitli bir evin kilitli odasında ölü bulunmuş. | Open Subtitles | تمّ تمزيق رجل حتى الموت داخل غرفة مقفلة بداخل منزل مقفل |
Bu "boşluk" odasında, az sayıda atom vardır. | Open Subtitles | محتوى داخل غرفة الفراغِ هذه عدد صغير من الذرّات. |
Şimdi, Patates' i yangın odasında tutuyorlar. | Open Subtitles | الآن، هم يحتفظون بالبطاطس في داخل غرفة الحرق |
Oyun odasında işler mi kızıştı? | Open Subtitles | هل ألت بعض الأمر إلى الجنون داخل غرفة اللعبة؟ |
Özel buluşma odasında kamera ve telefonlara katiyen izin verilmez. | Open Subtitles | لا يُسمح بآلاتِ التّصوير في داخل غرفة الاجتماعات الخاصّة ولا بالهواتفِ. |
Herkes James'in odasına, ben çıkın diyene kadar orada kalın! | Open Subtitles | جميعكم داخل غرفة جيمس حتى اسمح لكم بالمغادرة |
Yemek odasına pompalıyla girmek yasak. | Open Subtitles | غير مسموح بطلقات النار داخل غرفة الطعام هذه |
Otu almak için torbacıya üç metre ötedeki odasına gitmesini soygun anında söylemiş. | Open Subtitles | اخبار موزع الحشيش ان يتحرك عشر اقدام داخل غرفة نومه ليحضر الحشيش كان امرا متعلقا بالسرقة |
Haber odasından bunlarla geçemem. | Open Subtitles | آه,أنا لا أستطيع أن أنتقل داخل غرفة الأخبار حاملاً هذه. |
Kasaya girmek için güvenlik sistemini devre dışı bırakmamız gerekiyor. Bu da sadece prensin odasından yapılıyor. | Open Subtitles | للدخول إلى الخزنة، علينا اختراق النظام الأمني من داخل غرفة الأمير |
Seçim merkezindeki haber odasından canlı yayınla sizlerleyiz. | Open Subtitles | نآتيكم على الهواءِ مُباشرةً من دولتنا ."من داخل غرفة "الآخبار الإنتخابيه المركزيه |
FBI bizi bir odaya tıkar ve 12 saat boyunca sorular sorar. | Open Subtitles | المباحث الفيدرالية ستقوم بحجزنا داخل غرفة ثم يستجوبوننا لمدة تتجاوز 12 ساعة |