Onkoloji'deki hıyarağası bugünden itibaren bir şansımın kalmadığını ve palyatif bakım için bir Hospis servisine yatmam gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | أخبرني ذلك المغنّي المنتصب في قسم الأورام انه ابتداءً من اليوم لا خيارات لي وعليّ ان أراقب دار العجزة من اجل العناية التخفيفيّة |
Hospis servisinde yatağı hazırlanıyor. | Open Subtitles | إنهم يحضّرون سريرها في دار العجزة |
huzurevine götürmek için beni vurman lazım. | Open Subtitles | ويجب عليك اطلاق النار، قبل ان تجدني في دار العجزة |
Kendim için değil, ben Harlem'deki bir Katolik huzurevine yemek götürüyorum. | Open Subtitles | ليس لي، أنا... أوصل الوجبات إلى دار العجزة الكاثوليكي في "هارليم". |
O zaman sen de huzurevi ücretimi ödemek zorunda kalmazsın. | Open Subtitles | ثم لا تضطر لدفع تكاليف دار العجزة |
Springfield huzurevi'nden arıyorum. | Open Subtitles | {\pos(190,210)} هنا "دار العجزة في (سبرينغفيلد)" |
Ya da bunak babasını bakım evine tıkan bir evlat olacaksın. | Open Subtitles | أم انت نوع الأبناء الذي يلقي بأبيه العجوز بعيدا في دار العجزة |
Ergenlik çağını huzur evinde geçirmek çocuğun hoşuna gidecektir. | Open Subtitles | الأطفال سيحبَون قضاء فترة مراقتهم في دار العجزة |
Bayan Hilly onu bir huzurevine attı... | Open Subtitles | السيدة (هيلي) ألقت بها في دار العجزة... |
Sailor's Haven huzurevi'ni arayıp fazladan odaları var mı sorayım. | Open Subtitles | سأجد له مكاناً في دار العجزة |
bakım evine yerleştireceklerdi. | Open Subtitles | كانوا ينقولنها إلى دار العجزة كانوا يقولون "مسألة وقت" |
Tabii ki huzur evinde kalıyordu. | Open Subtitles | لكنه بالطبع كان في دار العجزة |