Bana sanki bana Westlake Yayıncılık'tan Judith Fincher gibi geldi. | Open Subtitles | لأنها بدت مثل (جودي فينشر) من دار نشر (وست ليك) |
Benim önderliğimde, Meade Yayıncılık yeni medya alanında da güç kazanacak. | Open Subtitles | تحت قيادتي، ستصبح دار نشر (ميد) قوةً في أجهزة الإعلام الجديدة |
Vaktini, kendisine 1 milyon dolardan fazla ücret veren büyük bir yayınevi için anılarını yazmakla geçirdiğini söyledi. | Open Subtitles | و قال أنه يكتب الآن مذكّراته و التى إشترتها منه دار نشر عملاقة بنيويورك بأكثر من مليون دولار |
Bir yayın evi şiirlerimden bazılarını kitabına koydu. | Open Subtitles | وضعَت دار نشر بعضَ أعمالي في كِتابهِم |
Aylar süren spekülasyondan sonra analistler bu hafta, GlobeCom International'ın Waterman Yayımcılık'ı ve onun en önemli magazin şirketi olan Sports America'yı satın almasının ilan edilmesini bekliyorlar. | Open Subtitles | بعد أسابيع من الدراسة يتوقع الخبراء إعلاناً هذا الأسبوع أن شركة "جلوب كوم" العالمية ستتبنى دار نشر "واترمان" |
Açıkça görüldüğü üzere, onun izni olmadan kullanılmak üzere çekilecek fotoğrafları için ortaya büyük paralar koyan medya patronları ve genel yönetmenlerinin elinde, şimdi onun kanı vardır. | Open Subtitles | سيتجلي أن كل مراسل ومحرر... لكل دار نشر دفعت للتطفل... وإستغلال صورها... |
Büyük bir magazin basımeviyle yeni bir kontrat imzaladım. | Open Subtitles | لقد وقعتُ عقداً جديداً للتو معَ دار نشر مجلة رئيسية |
Mr. Lippman sizinle Pendant Yayıncılıkta çalışırken adam olarak size inanırdım, güvenirdim. | Open Subtitles | سيد ليبمان، عندما كنت أعمل لديك عند دار نشر بيندانت، كنت أؤمن بك كرجل لديه كرامة. |
Yayıncılık işindeki bir iş sahibinden aldım numaranı. | Open Subtitles | عميل في دار نشر الأعمال أعطاني عنوانك |
Bir hafta içinde, Meade Yayıncılık'ın kontrolü bana geçecek. | Open Subtitles | خلال أسبوع، سأفرض سيطرتي على دار نشر (ميد) |
Forward-Retro Yayıncılık. Aramanızı nereye aktarabilirim? | Open Subtitles | "دار نشر (ريترو فوروورد) كيف يمكنني توجيه إتّصالك؟" |
Kendime ait bir yayınevi kurmak istiyorum. | Open Subtitles | ليس سرّاً بأني أحلم بأن أكوّن دار نشر خاصة بي. |
Yazdığın 11 adet roman Parti'nin finanse ettiği küçük bir yayınevi tarafından basıldı. | Open Subtitles | و رواياتك الـ11 نشرت من قِبل دار نشر مدعومة من قبل حزبك |
Büyük bir yayınevi, imza günleri tam bir anlaşma. | Open Subtitles | دار نشر كبيرة. جولة ترويج للكتاب. كل شيء |
Bir saat önce yayın evi havaya uçtu. | Open Subtitles | انفجرت دار نشر فعلياً منذ ساعة. |
Beni dinle, Samantha. Kitabınla ilgilenen bir sürü yayın evi var. Cevap almayı bekliyorlar. | Open Subtitles | إسمعى (سمانتا) هناك دار نشر كبيرة تريد شراء كتابك |
Çünkü az önce Ransom Yayımcılık'la bir toplantıdan çıktım. | Open Subtitles | لأنّي إنتهيت للتوّ من مقابلة مع دار نشر "رانسوم". |
Harper Collins basımeviyle ve Bay. | Open Subtitles | لدي علاقة طويلة الأمد مع دار نشر "هاربر كولينز" |
Pendant Yayıncılıkta çalışıyorum. Bu bizim kitabımız. | Open Subtitles | أعمل لدى دار نشر بانديت وهذا كتابنا. |
İkinci romanı küçük Bir yayınevinde basıldı. | Open Subtitles | روايتها الثانية تم نشرها من قبل دار نشر سيئة |