| Bu oda peynir için fazla mı sıcak? | Open Subtitles | هي في درجةِ حرارة الغرفةِ. تَعتقدُ بأنّه دافئُ جداً هنا لبراى؟ |
| Burada iklim çok soğuk ama karşılamanız çok sıcak. | Open Subtitles | إنّ المناخَ هنا باردُ جداً، لكن الإستقبالَ هنا دافئُ جداً. |
| Umarım sıcak biryerdir. | Open Subtitles | أَتمنّى بأنّه دافئُ في مكان ما. |
| Erkek, kadın, hayvan, önemli değil onlar için, sıcak olması yeterli. | Open Subtitles | الرجل، إمرأة، حيوان... هم لا يَهتمّونَ، طالما هو دافئُ. |
| Burası çok sıcak. | Open Subtitles | لذا هو دافئُ جداً هنا. |
| Bu şarap sıcak. | Open Subtitles | هذا النبيذِ دافئُ. |
| En azından sıcak. | Open Subtitles | أقلّ هو دافئُ. |