Aslında biz de Daphne'nin dediğini yapıyor olmalıydık. | Open Subtitles | أتعلم، الذي قالته دافني قبل قليل هو ما ينبغي أن نفعله |
O yüzden Daphne'nin gelmesini istediğimi anlamışsmdır. | Open Subtitles | متأكد بأنك ستستنتج أن هذا سبب مجيء دافني |
- Daphne, Daphne. Tümsek. Tümseğe dikkat et! | Open Subtitles | دافني ، دافني ، فخ رملي ، فخ رملي ماذا ؟ |
- Daphne, salata nefis olmuş. | Open Subtitles | - انا لو سمحت دافني,هذه السلطة غاية في الاتقان |
Daph, bu Joe DeCarlo. Joe, bu Daphne. | Open Subtitles | اه دافني هذا جون ديكورلا ,جون هذه دافني مون |
Daphne'ye baktığımda içimi daha önce hiç tatmadığım bir tutku dolduruyor. | Open Subtitles | دافني تشعل الشغف بنفسي التي لم أعرفها طوال حياتي. |
Maris gelmediğine ve boş yerimiz olduğuna göre akşam bize katılması için Daphne'yi çağırabiliriz. | Open Subtitles | بما ان ماريس لن تحضر وبما انه لدينا مكان شاغر لما لا ندعو دافني لتنضم الينا للعشاء |
Anlaşılan, Todd Carter, Daphne'nin hayatındaki tek erkek değilmiş. | Open Subtitles | كما لو أنه حضر تود كارتر لم يكن الوحيد في حياة دافني |
Daphne'nin mektubu, şehrin öbür yakasına, Dupree'nin kızkardeşinin evine gitmişti. | Open Subtitles | الرسالة كانت هامة جدا حيث أن دافني عملت في ناحية أخرى من المدينة الى منزل أخت دافني |
Peki, al. Daphne'nin yaptığı şu iğrenç patatesli turtayı bitirebilirsin. | Open Subtitles | حسناً خذ , لم لا تنهي فطيرة الراعي القبيحة التيحضرتها"دافني" |
Geçen gün Daphne'nin, Maris'den sonra bir arkadaş bulmam konusunda yaptığı öneriyi dikkate aldım. | Open Subtitles | لمن أدين هذا الشرف العظيم ؟ حسنا ,لقد تعنت بنصيحة دافني جيدا و أقتراحها في ذلك اليوم بأنني أحتاج الصحبه |
Daphne'nin 2 gün önce öldüğünü düşünüyoruz ama onu neyin öldürdüğünü bilmiyoruz. | Open Subtitles | اذا نحن نعتقد أن دافني ماتت قبل يومين ولكن لا نملك أي فكرة عن ما قتلها ؟ |
Yalan! Yalan! - Daphne hiç öyle bir şey demedi! | Open Subtitles | كاذب كاذب " دافني " لا تقول ذلك - حسناً لقد قالته بلغة الجسد - |
Babamın çok ciddi sınırlama sorunları var. - Daphne sorun değil. | Open Subtitles | بعض الأشياء الجدية دافني ، لا مشكلة |
- Daphne sağır olmaktan rahatsız değil. - Kimse sağır olmaktan hoşlanmaz. | Open Subtitles | دافني" مرتاحة لكونها صماء" - لا أحد يحب كونه أصمّ - |
Hey, Daph, saat 9:15. | Open Subtitles | مرحباً يا دافني لقد قاربت على 9: 15 |
Daph'le bugünlük mesaiyi erken paydos edelim dedik. | Open Subtitles | حسناً، حسناً،أنظر،أنا و (داف) ( ( يقصد دافني كنا نخطط بالخروج في وقتٍ مبكّر |
Resimleri Daphne'ye satan Richard McGee'yi öldürmüştü. | Open Subtitles | قتل ريتشارد ميجي الذي باع هذه الصور الى دافني |
Daphne'ye asistanım Paolo'nun rötuşlarla ilgilendiğini söyle başka bir baskıya ihtiyacı olursa laboratuardan onu arayabilir. | Open Subtitles | أخبرني دافني أن مساعدي باولو يعمل مع الرتوش لذا إذا احتاجت أي طبعة أخرى , يجب أن تتصل به في المختبر |
Sadece Daphne'yi görmek için geldiysen, kalmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | نايلز,اذا كنت حضرت فقط لرؤية دافني فانت لست مضطرا للبقاء |
Daphne'yi Todd Carter'a götürmek, birden kolay görünmedi. | Open Subtitles | عند عودة دافني الى تود كارتر فجأة لم يظهر لي أنه سهل جدا |
Acısını da sizden ve Daphne'den çıkarıyorum. | Open Subtitles | لقد كنت أتصرف كالوغد مؤخرا و أفرغ غصبي عليك أنت و دافني |