Dybek soruşturmacılarından biri eskiden FBI'ın Los Angeles amiriydi. | Open Subtitles | واحد من محقيقن دايبك كان رئيس مكتب التحقيقات الفيدرالي في لوس انجلوس |
O bir serbest yatırım fonu Ian Dybek tarafından yönetilen. | Open Subtitles | (انها صناديق التحوط من تأسيس (إيين دايبك |
Ve Worth'da algoritmayı çaldığında Dybek'in bunu, kendini açık etmesi sebebiyle bildiremeyeceğini biliyor. | Open Subtitles | ،و(وورث) يدري إذا سرق المحرك دايبك) لا يمكنه أن يبلغ عن السرقة دون أذية نفسه) |
Neyse, Diana, Dybek'i gözünün önünde tut. | Open Subtitles | (لذا يا (دايانا) كوني مستعدة للانطلاق صوب (دايبك |
Neal Dybek'in evine girdi, güvenliği geçti, ve bunu çaldı, hiçbir tanık bırakmadan, bunu hedefimizden aşırdı, | Open Subtitles | ،(نيل) تسلل إلى منزل (دايبك) ،فتح حزانته وسرق هذا دون أن نملك دليل على ذلك الرجل |
Dybek'in onu kullanma riskini alamazdık. | Open Subtitles | ،(فلا أستطيع المخطارة بأن يستخدمها (دايبك |
Bu Dybek'in sürücüsü ile aynı değil mi? | Open Subtitles | إذاً تلك هي مطابقة لما هو موجود في حزانة (دايبك)؟ |
Dybek ve fon yöneticisi ile birlikte çok değerliler. | Open Subtitles | دايبك) و(وورث) أدارا المؤسسة سوياً) |
Fakat Dybek onu kovdu. | Open Subtitles | لكن (دايبك) طرده |
İşte Dybek. | Open Subtitles | (ها هو ذا (دايبك |
Dybek hapiste. | Open Subtitles | لدينا (دايبك) في الحجز |