Umarım bir gün söylendiğini duyarım. - Nasıl girdin buraya? | Open Subtitles | آمل أن أستمع لها يوماً ما كيف دخلت إلى هنا؟ |
Bölgeme girdin. Ne yapacağımı sanıyorsun? | Open Subtitles | انت دخلت إلى أرضي ماذا تعتقد انني سأفعل؟ |
İçeri nasıl girdin ve burada ne arıyorsun? | Open Subtitles | إذن كيف دخلت إلى هنا، و مالذي تفعله في الأعلى؟ |
Asıl olan, sen bana kızdın ve ben içeri girdim. | Open Subtitles | ما حدث أنك غضبت علي و أننى دخلت إلى الداخل |
Bu kararı verdiğinde, yetişkinler sınıfına girdin. | Open Subtitles | عندما إتخذت ذلك القرار, أنت دخلت إلى مجتمع الكبار |
Hastaların bu kata girmesi yasak. Nasıl girdin buraya? | Open Subtitles | المرضى غير مسموح بهم هنا كيف دخلت إلى هنا؟ |
Kafama girdin ve bana yanlış araba çaldırdın. | Open Subtitles | لقد دخلت إلى رأسي وجعلتني أسرق السيارة الخطأ |
- Kalmak istiyorsan, kirayı ödemelisin. - İçeri nasıI girdin? | Open Subtitles | ترغبين بالبقاء، عليك أن تدفعي - كيف دخلت إلى هنا؟ |
Sen buraya nasıl girdin be? | Open Subtitles | كيف دخلت إلى هنا بحق الجحيم؟ مهارة الصنعة يا صديقي. |
Biliyorum ama öğrensen iyi olur. Sanırım sırada sen varsın. Her şey bir yana da, buraya nasıl girdin sen? | Open Subtitles | أعلم , لكنك من الأفضل لك معرفة ذلك أعتقد أنك التالي أولا , كيف دخلت إلى هنا ؟ |
-Tamam. İkiniz de kesin. Buraya nasıl girdin? | Open Subtitles | حسناً، توقفا، أنتما الإثنان، توقفا، والآن، كيف دخلت إلى هنا؟ |
Oraya nasıl girdin bilmiyorum ama, saklanmana gerek yok. | Open Subtitles | لا أدري كيف دخلت إلى هنا؟ لست بحاجة للإختباء |
Hayatımıza girdin. Şimdi hedef biz olduk.. Evet. | Open Subtitles | ـ لقد دخلت إلى حياتنا ، لقد إستهدفتنا ـ أجل |
Üsse girdim, pilotun kimliğini kullanarak 2 güvenlik hattını geçtim. | Open Subtitles | لقد دخلت إلى القاعدة، وتجاوزت الأمن مرتين باستخدام هوية الطيار |
Buz Savaşçısı'yla aynı odaya girdim ve her şey yolunda gitti. | Open Subtitles | لقد دخلت إلى هناك مع محارب الجليد وسار الأمر بشكل جيد |
Resmi iş kisvesi altında evime girdiniz. Oysa belli ki gerçek niyetiniz bambaşka. | Open Subtitles | دخلت إلى منزلي بحجة العمل الرسميّ، لكن نواياك الحقيقيّة طبعاً شيء مختلف تماماً |
Nükleer santrale nasıl girebildin? | Open Subtitles | كيف دخلت إلى محطة الطاقة النووية؟ |
Beyaz bir hatun evine girdi, elemanı hacamat edip, çıkıp gitti... | Open Subtitles | إمرأة بيضاء دخلت إلى قسم الشّرطة قتَلَت الرّجُل , ثُمّ خّرَجَت |
Savaştan sonra, Bir tapınağa gittim ve bir bebek buldum. | Open Subtitles | في نهاية المعركة دخلت إلى معبد . و وجدتُ طفلاً |
NasıI yanan bir uçağa girip 54 kişiyi kurtardın, peki? | Open Subtitles | فكيف إذا دخلت إلى تلك الطائرة و أنقذت هؤلاء الناس؟ |
Seninle tanışmadan önce, annenin kliniğine geldim kızgın, amacı olmayan ailesiz biri olarak. | Open Subtitles | قبل أن ألتقيك، دخلت إلى عيادتها كشاب غاضب، لا يملك هدفاً ولا عائلة |
Telefon şebekesine sızdım, Ring ararsa hangi odayı aradığını bulabileceğiz. | Open Subtitles | لقد دخلت إلى قاعدة الهواتف الرئيسية إن اتصل الرينغ مرة أخرى سنتمكن من تتبع الاتصال من الغرفة القادم منها |
Oraya girersem, geberirim! | Open Subtitles | إذا دخلت إلى هناك فقد أخرج و أنا مصاب بسكتة قلبية |
O zaman neden buraya girdiğimde ikinci kadınmışım gibi hissettim? | Open Subtitles | لماذا شعرت إذاً أني المرأة الاخرى عندما دخلت إلى هنا؟ |
Ama üzülmüş veya şoka girmiş gibi bir hâlleri de yoktu ve dönüp binaya girdim dosdoğru odaya gittim ve ağladım. | TED | لم يبدُ عليهم أنهم كانوا مستائين أو في حالة صدمة، وهكذا دخلت إلى المبنى، مباشرة إلى ورشة العمل، وبكيت. |