İddianame, Sac-o-Suds'a girdikten birkaç dakika sonra, üç tanık tarafından bir silah sesinin duyulduğunu gösterecektir. | Open Subtitles | وبعد دقائق من دخولهم ذلك المتجر سمع ثلاث شهود عيان صوت طلق ناري |
Bu haberleşmesiz bölgeye girdikten sonraya denk geliyor. | Open Subtitles | هذا يعني أنها كانت بعد دخولهم منطقة التسليم |
Luria bilim çağına girmeden hemen önce insanlara baktı ve bu insanların maddi dünyayı sınıflandırmaya direniş gösterdiğini gördü. | TED | نظر لوريا إلى الناس بالتحديد قبل دخولهم العصر العلمي، ووجد أن هؤلاء الناس كانوا مقاومين لتصنيف العالم الملموس. |
Tuhaftır ki katılımcılara odaya girmeden önce ayakkabılarını çıkartmaları söylenene kadar ani bir değişime rastlanmamış. | TED | ومن الغريب تماماً، لم يسجل أي تغيير مباشر لغاية الطلب من المشاركين نزع أحذيتهم قبل دخولهم القاعة. |
Destek kuvvetler Temiken sistemine girdikleri anda saldırıya uğradılar. | Open Subtitles | وقد هوجمت التعزيزات لحظة دخولهم نظام تيمكين. |
Yani ya telsizleri bozuldu, ya da suç mahalline geldikleri an pusuya düştüler. | Open Subtitles | أيّ أن أجهزة اتّصالهم تعطّلت أو وقعوا في شرك لدى دخولهم مسرح الجريمة. |
Bu kamera girişlerini çekmiş. | Open Subtitles | هذه الكاميرا كانت موجهة على دخولهم |
Bence tek şansımız bir şaşırtmaca yaratmaya çalışmak... bir daha buraya geldiklerinde onları etkisiz hâle getirmeliyiz. | Open Subtitles | ومحاولة التغلب عليهم عند دخولهم الزنزانة |
İrtibatsız bölgeye girdikten sonra olmalı. | Open Subtitles | هذا يعني أنها كانت بعد دخولهم منطقة التسليم |
Katedrale girdikten sonra çoğu saldırganın hastalanıp öldüğünü anlattı bana. | Open Subtitles | أخبرني أن كثير من المعتدين أصابهم المرض وماتوا بعد دخولهم الكاتدرائية. |
Katedrale girdikten sonra çoğu saldırganın hastalanıp öldüğünü anlattı bana. | Open Subtitles | أخبرني أن كثير من المعتدين أصابهم المرض وماتوا بعد دخولهم الكاتدرائية. |
Şehrin duvarlarından girdikten sonra tek bir yere gidiyorlar. | Open Subtitles | بعد دخولهم لجدران المدينة هم يتوجّهون إلى مكانٍ واحد |
Milyonlarca insan dünyaya içeri girmeden önce baktıklarından daha farklı bakacak. | TED | و الملايين سينظرون للعالم بطريقة مختلفة عن تلك التي كانت لديهم قبل دخولهم الغرفة |
Onlar içeri girmeden ateş edilirse, dağılırlar. | Open Subtitles | اي اطلاق للنار قبل دخولهم شيكشفنا ويدمر الخطة |
Müşterisi içeri girmeden önce vücut dilini inceliyor. | Open Subtitles | إنها تقوم بدراسة لغة جسد زبائنها قبل دخولهم |
Onlar dışarıya değişik görevlerle gitmişlerdir ve karşılaşmalarının oranı... ...yuva girişinden girdikleri ve çıktıkları kadardır... ...her karıncanın dışarı gidip gitmeme kararı görevlerinin ne olduğuna bağlıdır. | TED | فهم ذهبوا للخارج لأداء بعض المهام، ومعدل لقاءهم في حين دخولهم وخروجهم من مدخل العش فهم يحددون، ويتأثرون، كل نملة في حال الخروج تقرر أي مهمة سوف تأديها. |
Suya girdikleri andan itibaren temkinli olmak zorundalar. | Open Subtitles | ،لكن بمجرّد دخولهم الماء، فإنهم يحترسون |
Bazen de adeta çökmüş şekilde dersliğe giren insanlar vardır. geldikleri an bunu anlarsınız. | TED | ولديك أشخاص اخرين ينهارون فعليا حين يدخلون، وبمجرد دخولهم تستطيع رؤية هذا الانهيار. |
İnsanların geldikleri zamanki tutumlarıyla gittikleri zamanki tutumları arasında kesinlikle bir fark vardı. | Open Subtitles | موقف رحيل الناس حقاً يختلف عن موقفهم عند دخولهم |
Okula girişlerini hayal etmek. | Open Subtitles | تخيل دخولهم إليه |
Sadece onların girişlerini yapmam gerekiyor. | Open Subtitles | يفترض بي التحقق من دخولهم فقط |
Ateş edip içeriye geldiklerinde geberteceğiz onları. | Open Subtitles | تذكروا. بعد موجة القصف. تنكروا قبل دخولهم الى هنا |
Şehire geldiklerinde, Titanlar'ın saldırısına maruz kaldılar. | Open Subtitles | بعد دخولهم المدينة تعرضوا لهجوم العمالقة |