Yalnızca onları bahçede tut ve sokakta bisiklete binmelerine izin verme. | Open Subtitles | فقط ضعيهم في الفناء الخلفي ولا تدعيهم يركبون دراجاتهم في الشارع |
Kim onlara 15 metre havada bisiklete binin dedi? | Open Subtitles | من امرهم بركوب دراجاتهم على ارتفاع 50 قدم ؟ |
Joy ve babası çocukları alış-verişe götürmüşken, bisikletleri gizlice karavana koymak için mükemmel bir zamandı. | Open Subtitles | جوي ووالدها أَخذا الأولاد إلى مركزِ التسوّق لذلك كان هذا أفضل وقت للقيام بوضع دراجاتهم الجديدة بتسلل في المقطورة |
Ön bahçede çocukların bisikletleri olan yere kır demem ben. | Open Subtitles | الأولاد يرمون دراجاتهم في الفناء الأمامي ليس منظرًا ريفيًّا بالنسبة لي. |
Oh bu arada, senin küçük suçlulara, bisikletlerini sokaktan çekmesini söyler misin. | Open Subtitles | و اخبري مجرميكِ الصغار أن يبعدوا دراجاتهم عن الشارع |
bisikletlerini babalarının ofisinden finanse ediyorlar... | Open Subtitles | الرجل المجنون من مكتب الأب والذى اشترى دراجاتهم الجديدة |
Kızlar burada seninle birlikte kalsın, bisikletlerine binebilsinler arkadaşlarıyla oynayabilsinler. | Open Subtitles | تبقى الفتيات هنا معك. ويمكنهم ركوب دراجاتهم واللعب مع أصدقائهم. |
Çocuklar bisikletleriyle çıkmış, ama telefonlarını evde bıraktıklarından takip etmenin yolu yok. | Open Subtitles | إنطلق الأولاد على دراجاتهم لكنهم تركوا هواتفهم بالمنزل إذاً، ما من وسيلة لتعقُّبهم |
Diğer çocuklar bisiklete binip top peşinde koştururken... | Open Subtitles | وبينما كان الاولاد الاخريين فى الخارج يلعبون الكره و يركبون دراجاتهم |
Daha iki hafta once, bisiklete binen 18 yas alti sporcu ve cocuklarin kask giymesini gerektiren Senator Kefalos tarafindan hazirlanan yasa tasarisi komiteden gecemedi. | TED | منذ اسبوعين قرع جرس للتنويه من قبل السيناتور كيفالس يطلب ان يشرع قانون يحتم على الرياضين دون 18 عاماً ان يرتدوا خوذة الرأس عندما يركبوا دراجاتهم الهوائية وان يتم الالتزام بذلك بصورة تامة |
John'ın çalıştığı kurye şirketi, bisikletleri GPS'le takip ediyor. | Open Subtitles | الشركة رسول جون تعمل من أجل الاستخدامات تحديد المواقع لتعقب دراجاتهم. |
Zevkine bisikletlerini çalan torbacılar. | Open Subtitles | الذين، وللمتعة، بشكل معتاد يحاولون سرقة دراجاتهم. |
Köpeklerinin pisliğini temizlemeyenlerin, bisikletlerini kaldırımda sürenlerin annelerine "anneciğim" diye seslenenlerin idam cezası alması gerektiğini söyledim. | Open Subtitles | قلت بأنها تشمل الأشخاص الذين لا ينظفون مخلفات كلابهم والذين يقودون دراجاتهم النارية على الأرصفة "والذينيدعونأمهاتهمبـ" العجائز... |
RFID sinyallerine göre dört fail sudan çıkıp bisikletlerine biniyor. | Open Subtitles | إشارة هويّة الترددات الأرسالية تُظهر أن المجرمين خرجوا من الماء، ويركبون دراجاتهم |
Ve bisikletleriyle gidip Thompson Koi Gölü'nden balık tuttukları zamanları hatırlıyor musunuz? | Open Subtitles | أتذكر عندما سحبوهم لركوب دراجاتهم في بركة (طومسون كوي)؟ |