| -Uzun zamandır uzaktayım. -Sana yeni bilet alacağım, birinci sınıf. | Open Subtitles | سأحجز لك جناحاً فى فندق وسأشترى لك تذكرة درجة أولى |
| Floransa trenine birinci sınıf konpartman için bilet var mı? | Open Subtitles | هل هناك أي غرفة درجة أولى في القطار المتوجه لفلورنسا؟ |
| Burada toplanma nedenimiz birinci sınıf asker Chance Russell Phelps'i onurlandırmak. | Open Subtitles | نحن هنا لنكرم حياة جندي درجة أولى خاص تشانس راسل فيليبس |
| First Class uçtuk. | Open Subtitles | طيّرنَا درجة أولى. |
| Bu adamlar kaba, küstah, dar kafalı ve birinci sınıf ahmaklardı. | Open Subtitles | كان هؤلاء الرجال وقحين ومتغطرسين ضيقين الأفق , وفظين درجة أولى |
| Belki kendine... ikinci hayata yolculuk için birinci sınıf bir bilet alırsın. | Open Subtitles | و تشترى تذكرة درجة أولى إلى البعث و النشور |
| Belki kendine... ikinci hayata yolculuk için birinci sınıf bir bilet alırsın. | Open Subtitles | و تشترى تذكرة درجة أولى إلى البعث و النشور |
| Uçaklarda birinci sınıf bölümünün nasıl olduğunu bilirsin. | Open Subtitles | أتعلم كيف أن لديهم درجة أولى في الطائرات؟ |
| Bayan, Montana'ya birinci sınıf, paranıza ziyan olur. | Open Subtitles | سيدتي، درجة أولى إلى مونتانا أليس هذا إهداراً للمال؟ |
| Bende dedim ki, "Kahrolası Avrupa'ya bir birinci sınıf bilet alabilirsin... | Open Subtitles | ثم قلت لنفسى أنك تستطيع شراء تذكرة درجة أولى |
| Bende dedim ki, Kahrolası Avrupa'ya bir birinci sınıf bilet alabilirsin ve işte seni götürecek olan gemi, | Open Subtitles | ثم قلت لنفسى أنك تستطيع شراء تذكرة درجة أولى بل أنك تستطيع شراء السفينة كلها |
| Ona söyle iki birinci sınıf bilet hazır. | Open Subtitles | وأخبرها أن هناك ذكرتان درجة أولى ينتظراها |
| Ama sadece ekonomide yer var; sizin biletiniz birinci sınıf. | Open Subtitles | و لكن الدرجة الثانية فقط هى المُتاحة و أنت تذكرتك درجة أولى |
| Ama sadece ekonomide sınıf uygun yani biletiniz, birinci sınıf. | Open Subtitles | و لكن الدرجة الثانية فقط هى المُتاحة و أنت تذكرتك درجة أولى |
| Pekala, annenin yerini kim alıp Miami'ye birinci sınıf bir gezi yapmak ister? | Open Subtitles | حسناً, من يريد أن ينتهز تلك الفرصة و يذهب إلى رحلة درجة أولى إلى ميامي؟ |
| birinci sınıf. Hayatımda birinci sınıf hiçbirşey yapmadım. | Open Subtitles | درجة أولى ,أنظر ,لم أقم بأى عمل فى شركة من التصنيف الأول طوال حياتى |
| birinci sınıf bir fahişedir, çok iyi ağzına alır. | Open Subtitles | لارا سبوسيتا إنها درجة أولى سوف تمنحك مزاجا جيدا |
| - Ben First Class'ta uçarım. | Open Subtitles | أنا أريد درجة أولى - نعم . أنا .. |
| Üç yaz ve bin yıl önce Marvar Kavşağı'ndaki trenin birinci mevki vagonunda karşınızda oturan adamla hem aynı kişiyim, hem de değilim. | Open Subtitles | فى عربة درجة أولى فى القطار إلى وصلة ماروار منذ 3 فصول صيف , وقبل ألف سنة |
| O birinci seviye Grammaton Rahibiydi, Onu tanıyorsun. | Open Subtitles | كان كاهن جراماتون درجة أولى تعرفينه |
| Bütün masraflar, birinci sınıfta yolculuk ve konaklama. Senin ve karın için. | Open Subtitles | كل النفقات سفر درجة أولى وسكن أنت وزوجتك |
| Tekerlekli üçüncü sınıf tabanvaylı birinci sınıftan daha iyidir. | Open Subtitles | قيادة درجة ثالثة أفضل من السير درجة أولى. |