Andrea, ne sanıyorsun, onun iç çamaşırı çekmecesinde mi takılıyorum? | Open Subtitles | اندريا ما الذي تعتقدينني افعلة افتش درجها للبحث في ملابسها |
Kimi bu yüzden pahalı alarmlar satın alır... ..kimi çantasında bu nedenle biber gazı taşır ya da çekmecesinde bir silah bulundurur kendini bu konuda güvende hissedebilmek ve korunabilmek için. | Open Subtitles | لهذا تقوم بشراء أنظمة الإنذار باهظة الثمن حيازة بخاخ الفلفل في محفظتها والأحتفاظ بمسدس في درجها |
Dadının çekmecesinde nikotin sakızı olacaktı. Hemen dönerim. | Open Subtitles | مربيتي لديها بعض من علكة النيكوتين في درجها سأعود |
Ama o da başkasıyla evlenmek için deli oluyor. Masasının çekmecesi gelinlik dergileriyle dolu. | Open Subtitles | إنها فعلاً تريد أن تتزوج ..أظن أن في درجها العديد من |
Bu onun özel çekmecesi. | Open Subtitles | إنّه درجها الخصوصيّ ما الذي تفعلينه هناك؟ |
çekmecesinde Jared Leto'nun resmini bulmuştum. | Open Subtitles | وَجدَ صورة لجاريد ليتو في درجها مرّة، |
Ve çekmecesinde bunu buldum. | Open Subtitles | وجدت هذا في درجها |
Bir kere çekmecesinde Jared Leto'nun resmini buldum. | Open Subtitles | -لا وجدَ صورة لـ(جاريد ليتو) في درجها مرة |
Hayır, Diana'nın ne masasında ne de çekmecesinde yok. Vay, bir "Big Ben" kâğıt tutucusu. | Open Subtitles | لا ليس على مكتب " دايانا " او في درجها |
-Baş ucu komodininin çekmecesinde. | Open Subtitles | _ في درجها الليلي _. |
çekmecesinde bunu buldum. | Open Subtitles | وجدتُ هذه... في مؤخّرة درجها |
çekmecesinde bunu buldum. | Open Subtitles | وجدتُ هذه... في مؤخّرة درجها |