Yöneticiye, ki bu durumda o şüpheli oluyor, sohbet odası kurma izni veriyor. | Open Subtitles | إنها تسمح للمستخدم المشرف وهو المجرم في هذه الحالة أن يقيم غرفة دردشة |
Benim duyurum bir sohbet kanalında sadece iki satırdı. | TED | كان إعلاني عبارة عن سطرين في قناة دردشة. |
Ben de aynı onun gibi olmak istedim. Bu yüzden hacker sohbet odaları ve online forumlarda çokça zaman geçirmeye başladım. | TED | وأنا أردت أن أكون مثلها، وبالتالي قضيت الكثير من الوقت في غرف دردشة المخترقين ومنتدياتهم. |
Lauren'in onunla tanıştığında hangi chat odasında olduğunu hatırlıyor musunuz ? | Open Subtitles | تتذكّر ما غرفة دردشة لورين هل في عندما قابلته؟ |
Buradaki fark, biriyle yüzeysel bir havadan sudan konuşma yapmak ile gerçek, derinden bağlı ve göz teması olan bir şekilde sohbet etmek arasındaki fark. | TED | إنها تشبه الفرق بين خوض دردشة صغيرة سطحية مع أحدهم ونقاش أصيل مترابط بعمق وجهًا لوجه. |
- Maksat muhabbet olsun. | Open Subtitles | أتريد التحدث عن التصميم الداخلى؟ هذه دردشة |
Bu, bir çıkma, bir aşk hikayesi, paralı seks, sanal bir sohbet odası, mutlu sonla biten bir mesaj mıdır? | TED | هي علاقة عابرة، قصة حب، جنس بأجر، غرف دردشة أم حصّة تدليك بنهاية سعيدة ؟ |
Anladın mı? Hollandalı yaşlı kadınların sohbet odasındaysam kim öyle olmadığımı söyleyebilir ki? | Open Subtitles | إمرأة هولندية عجوز ، ولمَ لا إن كنت في غُرفة دردشة الهولنديين الكبار ؟ |
Şimdi... yapacak mısın yoksa görünmez ödevler hakkında biraz daha mı sohbet etmemiz gerekiyor? | Open Subtitles | الآن هل ستنضمين , أو هل تحتاجين إلي دردشة أخرى حول واجبك المنزلي المخفي ؟ |
Hayır. Müzeyle ilgili sohbet hoşuma gidiyordu. | Open Subtitles | لا، لا، أنا كُنْتُ فقط أَتمتّعُ بلذا دردشة متحفنا، |
İnternet sohbet odalarına girip UFO görenlerle falan konuştum. | Open Subtitles | نعم، أستمرّ هذه غرف دردشة الإنترنت للتحدّث عن المشاهدات والزبالة. |
Korsan haber yayınlarını, isimsiz mektupları, sohbet odalarını. | Open Subtitles | لوحات إعلانات متسللي الكومبيوتر صناديق البريد المجهولة، غرف دردشة |
Soruşturmamız tıbbi sebepler yüzünden durduğu için gelip biraz sohbet edelim dedik. | Open Subtitles | الآن، مع تحقيقنا ..تحت الأسسالطبية. قررنا أنه من الأفضل الحضور هنا ونجري دردشة صغيرة. |
Herneyse, bir gün nette bu komplo teorileri konulu chat odasında yazışırken... ..Yıldız Geçidi hakkında konuşmalar gördüm. | Open Subtitles | على أية حال يوما ما كنت على الشبكة ووجدت غرفة دردشة المؤامرة وكانوا يتحدثون عن شيء دعوه ستارجيت |
Sadece bana mi öyle geliyor yoksa üzerinde kiyafetlerin varken chat yapmak gerçekten mantiksiz mi? | Open Subtitles | هل أنا فقط من يظن أن دردشة ويب و أنت مرتدي الملابس تبدو عديمة الجدوى؟ |
Adam eşiyle görüntülü konuşma yapmak istediğini söyledi. | Open Subtitles | هذا الرجل يرسل رسالةَ لزوجته يخبرها أنه يطلب دردشة فيديو |
Evet, pekâlâ, hala ufak bir konuşma yapmamız gerek. | Open Subtitles | أجل،حسنا،أنا وهو لازلنا نحتاج إلى دردشة صغيرة |
- muhabbet etmemeliydin. - Ben muhabbet etmiyordum Dean. Öyle mi? | Open Subtitles | لا تدردش معها - (لم يكن هناك دردشة يا (دين - |
Birkaç kişinin, önceden var olmayan özel yaşantım hakkında çene çalmaları izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لن أترك دردشة مبرد المياه ترش الماء البارد على حياتي الشخصية الغير موجودة سابقا |
Baba oğul sohbeti yapıyoruz. | Open Subtitles | ندردش دردشة الأب وابنه فحسب هذان هما رجُلاي |
Ufak bir sohbet edeceğiz, bir görüşme. | Open Subtitles | . أنا و هو نريد ان نقوم بعمل دردشة صغيرة |
Bu ölü adamla geyik muhabbeti Yapmayı gerektirmez. | Open Subtitles | الذي لا يتطلب فعلا أي دردشة مع الرجل الميت |
Bekar odası sohbetiydi. | Open Subtitles | لقد كانت تلك غرفة دردشة للعُزَّاب |
Sadece laflıyoruz, değil mi? | Open Subtitles | إنها مجرد دردشة ، أليس كذلك؟ |