Şu senin yumurtalı Çin böreklerinden birkaç düzine yapsak diyorum. | Open Subtitles | ماذا لو مضيت وعملتي درزن من لفات البيض الصغيرة ؟ |
Uh, yığınla kurumuş insan balgamı, yarım düzine naylon lifi... | Open Subtitles | لديه كتله من مخاط بشري جاف نصف درزن من خيوط النايلون |
Adamın parmak izleri, yıllar boyunca işlenmiş yarım düzine suç mahallinde bulundu. | Open Subtitles | بصمات رجلك، وُجدت في نصف درزن من الجرائم عبر السنوات |
Senin elemanın parmak izleri, yıllar boyunca yarım düzine suç mahallinde bulunmuş. | Open Subtitles | بصمات رجلك، وُجدت في نصف درزن من الجرائم عبر السنوات |
Makinenin ürettiği istihbarat şimdiden yarım düzine önemli terörist eylemini durdurdu. | Open Subtitles | المعلومات التي تقدمها الآلة، قد أحبطت بالفعل، نصف درزن من الحبكات الإرهباية |
Size doğru gelen yarım düzine polis var. | Open Subtitles | لديكم نصف درزن من الشرطة المحلية، يتجهون نحوكم بسرعة |
Varoşlara gideriz, Kristal Sarayı'na gideriz eski suçluların rehabilite edildikleri merkezlere gideriz bir düzine keş buluruz ve soğuk algınlığı ilacı almaları için eczanelere yollarız. | Open Subtitles | نبيع للمتوسطين، ونحصل على درزن من المتسولين نجعلهم يعملون في حبوب منع الحمل وحبوب نزلات البرد |
Bir düzine gül için beş papel veriyorsun eve gidince hepsi soluyor. | Open Subtitles | سعر كبير لـ درزن من الزهور تعود بهم للمنزل وتذبل |
Orada bir düzine pil olsa iyi olur. Yeniden say. | Open Subtitles | من الأفضل أن تكن هناك درزن من البطاريات عدي مره أخرى |
Yarın sabaha kadar kilisenin doğrusundaki tepeye yarım düzine kümes istiyorum. | Open Subtitles | أحتاج إلى نصف درزن من أقفاص دجاجي على التلة شرقي الكنيسة بالضبط بحلول صبيحة الغد |
En azından bir düzine vuruşta gerçek vuruşunu yapmadın. | Open Subtitles | لقد كان هناك درزن من الفرض التي أضعتها |
Sana bir düzine özür mektubu yazdı. | Open Subtitles | لقد كتب لك درزن من رسائل الإعتذار |
- Hayır sadece bir düzine aerodinamik simit istiyorum. - Sanırım bir simiti... | Open Subtitles | -لا، فقط درزن من الكعك المثالي المتحرك بتوازن |
Yarım düzine polis arabası, bu çatışmayı daha adil hale getirecektir. | Open Subtitles | نصف درزن من سيارات الشرطة... سنكون في محل تبادل إطلاق النار, على أية حال |
Ve Muhtemelen lise eğitimi bile almamış diğer yarım düzine eski mahkumlarla bir hademelik işi için yalvarmayak amacıyla orada olduğumu fark ettim... | Open Subtitles | وأدركت أني هناك من أجل التوسل لعمل بواب... . مع نصف درزن من أشخاص أخرين |
Olumsuz davranışlar sergiliyor, düşmanının evcil hayvanında bile istemeyeceğin yarım düzine hastalık belirtisine sahip olmakla övünüyor. | Open Subtitles | نعرف بأنه يتكبر بإفتخار و لديه أعراض واضحه لأكثر من نص درزن من المتلازمات اللتي لن تتمناها للحيوان الأليف الخاص بألد أعدائك |
Ayrıca bir düzine yüzün şeklinde ev yapımı kurabiye. | Open Subtitles | و درزن من البسكوت المنزلي على شكل وجهك |
Yarım düzine jöle mi yoksa hamur işi mi? | Open Subtitles | نصف درزن من كعك الجيلي وكعك الكرولر؟ |
Yarım düzine bölge amirinden. | Open Subtitles | من نصف درزن من القادة |
Shawn onlar yarım düzine insanı öldürdüler. | Open Subtitles | شون " لقد قتلوا نصف درزن من الأشخاص" |