| Öyleyse, bir düzine kadını o öldürdü demektir. Kısa saçlı, esmer fahişeler. | Open Subtitles | لو هذا صحيح، أنه قتل دستة من النساء، قصيرات الشعر، سمراوات، عاهرات |
| Hiçbir şeyden haberi olmadığını söyleyen yarım düzine insan var. | Open Subtitles | لدينا نصف دستة من المدنيين وجميعهم يدعون بعدم معرفتهم لشئ |
| Daha ziyade, herhangi biri bizim sonumuzu giderebilecek bir düzine | TED | بدلا من ذلك هناك دستة من المشكلات , و أي منها قادر على إبادتنا. |
| Başladığından beri, ona bir düzine hasta gönderdim. | Open Subtitles | أرسلت لـه دستة من المرضى منذ أن بدأ الأمـر |
| Tanesi bir dolara o haritanın aynısından düzinelerce alabilirsin. | Open Subtitles | لماذا؟ يمكنك شراء دستة من تلك الخرائط بدولار لكل منها |
| Yani, düşünüyorum da Doğu Avrupalı oyuncuların en az yarısı bu kamplarda olmalı. | Open Subtitles | انا اعنى اهم مافى ذهنى,.. استطيع ان افكر بشأن نصف دستة من لاعبى اوروبا الشرقية من الذين يريديون ان يكونوا ضمن الفريق |
| Yarım düzine özel detektifi, hipodrom korumasını oyalaman için. | Open Subtitles | لتعتنى بنصف دستة من الأوغاد شرطيين فى حلبة السباق |
| Hepsinden yarın düzine palto çıkmaz. | Open Subtitles | لن تحصلي على نصف دستة من المعاطف تكفي حتى كابدول |
| Bir düzine kadar döküntü, bir metre aralıklarla birbirlerine bağlılar. | Open Subtitles | ما يقرب من دستة من النفايات.تفصل بينها مسافة ما بين 50 إلى 60 قدماً.و سلك مربوط من عقدة لعقدة |
| Babama bodrumda bir sığınak yaparken yardım etmiştim çünkü bazı aptallar bir kaç düzine savaş başlığını.. | Open Subtitles | ساعدت والدي في بناء ملجأ ضد القنابل في قبو منزلنا لأن أحمقاً ما وضع دستة من الرؤوس الحربية |
| Bu aralar California'da takriben bir düzine sapık iş başında. | Open Subtitles | هناك دستة من هؤلاء المفترسين يعملون الآن في كاليفورنيا |
| Yumurtam ne olacak? Al. İşte kampa götürebileceğin bir düzine yumurta. | Open Subtitles | هنا، نصف دستة من البيوض لتأخذينها معكِ للمخيم |
| Altı masum kurban bir düzine araba yüz binlerce dolar zarar, tam bir felaket. | Open Subtitles | ستة أبرياء بالمقاييس دستة من السيارات ملايين في الممتلكات جميعها دمرت |
| Grubumuzda Newsweek muhabiri Mark Handerson, ben, ve bir düzine I'UCK savaşçısı var. | Open Subtitles | تقبع مجموعتنا التي تضم مارك أندرسون من مجلة النيوزويك و أنا بالاضافة الى دستة من مقاتلي جيش تحرير كوسوفو |
| - Yani? Bir düzine iblisi öldürmüş. Darla ve Drusilla'yı Noel ağacı gibi ateşe vermiş. | Open Subtitles | قتل دستة من الشياطين و أشعل النار بالفتاتين |
| Eminim ikiniz de biliyorsunuz ki son birkaç saat içinde en az bir düzine okul kuralına karşı geldiniz. | Open Subtitles | تدركان بالطبع أنه في الساعات القليلة الماضية أنتهكتم ربما دستة من قوانين المدرسة |
| Bu kıyafet bir düzine kölenin haftalarını almıştır mutlaka. | Open Subtitles | يجب أن يكون الأمر تطلب دستة من العبيد و دستة من الأيام لجعلك هكذا |
| Başparmağının bir kısmının izi birkaç yüz ihtimal verdi, bunu bir düzine adama daralttık. | Open Subtitles | البصمة الجزئية اعطتنا مئات الاحتمالات قللناها الى دستة من الرجال |
| Dans pistindeki bir düzine çocuğu neredeyse silip yok etmiştin. | Open Subtitles | لقد هزمت دستة من الأولاد من على ساحة الرقص. |
| Onlar CIA tarafından düzinelerce ajana verilmiş olan kod isimlermiş. | Open Subtitles | تلك أسماء رمزية رسمية أعطيت من قبل وكالة المخابرات المركزية الى حوالى دستة من ضباطنا, جميعهم قتلوا. |
| Bu adam düzinelerce cinayetten şüpheli tutuldu. | Open Subtitles | ..لأكثر من دستة من جرائم القتل .لم يقضى يوماً واحداً فى السجن |