| Savuracak parası çok, ayrıca otel için de iyi reklam. | Open Subtitles | لديه مال وفير ليصرفه هكذا، كما أنها دعاية جيدة للفندق |
| Pekala, hakim olmak, bazen reklam arası olmadan trajik realite programlarını izlemeye benziyor, sezon finali olmadan. | TED | الآن، كوني قاضية هو أحياناً كمن يمتلك كرسي إحتياطي في عرض واقعي مأساوي لا تعترضه أية فترات دعاية ولا عرض نهائي للموسم. |
| Tek çocuk politikasını yücelten propaganda her tarafımızdaydı. | TED | كان دعاية تشجيع سياسة طفل واحد حولنا في كل مكان |
| Hakkımızda biraz tanıtım yazısı yazar belki. Ne var ki bunda? | Open Subtitles | وإذا كتبت دعاية مبالغ بها حولنا , وماذا في ذلك ؟ |
| Bazen evde soyunup da lehim yapıyor. Sanırsın bira reklamı. | Open Subtitles | أحيانا يلحم في البيت وهو بدون قميص كأنها دعاية بيرة |
| Bu SS propagandası, o öldü. Ordunun komutanı emir vermek için yetkilidir. | Open Subtitles | تلك دعاية للبوليس النازي , إنه ميّت, فقط القيادة المركزية الرئيسية للجيش هي المخولة بإعطاء الأوامر |
| Yaşlılar için çiş bezi reklamını kabul ederim daha iyi. | Open Subtitles | افضل ان اخرج دعاية احفاظ العجائز التي رفضتها |
| Bak. Katy. Lina ve benimle ilgili bu gördüğün herşey tümüyle reklam içindir. | Open Subtitles | كاثي،كل هذه القصص عني وعن لينا مجرد دعاية. |
| Çok güzel bir reklam olmadığını biliyorum, fakat parlak bir müzisyeni yitirdiğimizi görmekten nefret ediyorum. | Open Subtitles | أعرف أنها دعاية جيدة لكن أكره رؤيتنا نفقد موسقار عبقريي |
| Eğer siz de beni takip ederseniz sizi de derginin reklam işleri için alabilirim. | Open Subtitles | اذا اتبعتم خطواتي يمكنني أن أوظفكما كعملاء دعاية |
| İncileri neden takmadığını anlamıyorum. İyi reklam olur. | Open Subtitles | لا أعرف لم لا ترتدين اللآلئ انها دعاية جيدة |
| Aldatmaca değil. reklam çalışması. | Open Subtitles | لَيسَت خدعة أنما عمل دعاية وإعلانِ مثير. |
| Konserin kendisi de program için büyük reklam olur zaten. | Open Subtitles | والحفلة نفسها من الممكن أن تكون دعاية للبرنامج |
| Sovyetler Birliğinde'ki eğitim, öğrencilere devlet ideolojisini aşılamak olan propaganda olmuştu. Bu eğitimciler, özgür vatandaşların ihtiyacı olan tarzda bir eğitim verebilmek için sistemin büyük bir değişim geçirmesi gerektiğinin farkındalardı. | TED | ونظرا لأن التعليم في ظل الاتحاد السوفياتي هي دعاية في جوهرها تخدم أغراض الدولة الأيديولوجية وأعربوا عن تقديرهم بأنهم الأمر سيأخذون التحولات بالجملة إذا كانت لتوفير التعليم للجدير من الرجال والنساء. |
| Çünkü karşı ateş açarsak, onlara, bize karşı kullanmaları için yeni propaganda malzemesi vereceğiz ve savaş isteyen Komünistlerin ekmeğine yağ süreceğiz. | Open Subtitles | لأننا لو رددنا الهجوم.فسوف نمنحهم دعاية جديدة ضدنا و من الواضح أننا نلعب بين أيدي الشيوعيون اللذين يريدوننا أن نبدأ حرباً جديدة |
| Bunun beyin yıkayıcı bir propaganda olduğunu fark edemediniz mi? | Open Subtitles | ألا تدركون أن عقولكم مغسولة بواسطة دعاية تلك الشركة؟ |
| Çok büyük bir tanıtım yapacağımızı bilmekte sevineceksiniz. | Open Subtitles | ستكون سعيدا عندما تعرف أننا سنعمل دعاية كبيرة له |
| Bir bankanın başkanı olmadığınız sürece yaptığınız ün, ...yapacaklarınız için iyi bir tanıtım oldu, ve mesleki açıdan takdir-i şayan. | Open Subtitles | أنت لست رئيس مصرف. في عملك هي دعاية جيدة. |
| Boğa penisi tempurasını yiyenler ezik insanlar olmasaydı düzgün bir radyo reklamı bile yayınlayamazlardı. | Open Subtitles | لولا الفشلة المستعدة لمص قضيب ثور لما استطاعا انتاج دعاية محترمة |
| Ya çocuklar için bir kukla gösterisi, ya da Kuzey Kore propagandası. | Open Subtitles | إما أن يكون مسرح عرائس للأطفال أم هي دعاية كورية شمالية |
| Hala bunun Tokyo Üniveristesi'nin reklamını nasıl yapabildiğini anlamıyorum. | Open Subtitles | إلى الآن لا أعلم كيف يكون ذلك دعاية لجامعة طوكيو |
| Sen de biliyorsun ki bu küçük yaramaz her bir kışkırtıcı reklamın beyin öldüren her bir gazozun genç zekalara değer vermekten çok maaş çeklerini bozdurmakla uğraşan her bir öğretmenin eseridir. | Open Subtitles | هذا الشقي الصغير هو بذرة لكل دعاية صارخة كل دماغ يتعفن بالمشروبات وكل مدرس يهتم بمدخوله أكثر من تنمية العقول |
| Tek kollu gazi. Bir politikacının reklamında böyle birini gördüm. | Open Subtitles | عسكري سابق بيد واحدة، رأيت شخص كهذا في دعاية إنتخابات |
| Şirket yerel kanallarla, Dunder Mifflin'in adını duyurmak için anlaşma yaptı ve hatta bu iş için profesyonel bir reklamcılık şirketiyle bile anlaştılar, yani durum... o kadar da kötü değil. | Open Subtitles | الشركة إشترت بعضاً من وقت البث في الأسواق المحلية لتعريف العالم على دندر ميفلين و حتى أنهم أرسلوا لنا محترفي دعاية |
| Herkes televizyonda bizi izlerdi, hem mağazamız için güzel bir reklâm olurdu. | Open Subtitles | الجميع يتابع التلفاز الآن ستكون الأغنيه دعاية جيدة لمتجرنا |
| -Sadece reklamdı, öyle mi? -Evet tatlım. | Open Subtitles | لذا، طفل رضيع، حقاً، هو هَلْ كَانَ فقط دعاية وإعلان؟ |
| San Francisco'lu bir reklamcı. | Open Subtitles | إنها وكيلة دعاية من سان فرانسسكو |
| Bence küresel ısınma bir tür propoganda. | Open Subtitles | أنا بصراحة أعتقد أنها مجرد دعاية عن الاحتباس الحراري العالمى |
عربي 
إنجليزي 
فرنسي 
إسباني 
ألماني 
برتغالي 
تركي 