Hafta sonu için beni davet etti.Şu anda odasında üstünü değiştiriyor. | Open Subtitles | وقد دعتني هنا لعطلة نهاية الإسبوع إنها في غرفتها الآن، للتغيير |
İşin gerçeği Pilar davet etti. Uygun olur diye düşündüm. | Open Subtitles | ،حسناً، بيلار دعتني . وأنا حسبت أنه سوف يكون رائع |
Kapıya vurunca uyandı, ama gülücükler saçıyordu ve beni kahvaltıya davet etti. | Open Subtitles | "قرع البـاب أيقظهـا ، "لكنّهـا كـانت تتأمل وتبتسم و دعتني لتنـاول الفطور |
Birleşik Devletlerde 20 yıl kaldıktan sonra Memleketime geri taşındım, 15 yıl önce. ve Afrika beni geri çağırdı. | TED | عدت إلى الوطن قبل 15 عاماً بعد إقامة دامت 20 عاماً في الولايات المتحدة أفريقيا دعتني إليها مرة أخرى. |
Beni bir kaç kez kahveye çağırdı. Ben de onu yemeğe çağırayım dedim. | Open Subtitles | لقد دعتني لشرب القهوة وانا اريد دعوتها للعشاء |
Bana erkek dedi. | Open Subtitles | لقد دعتني رجلاً حسناً، حان وقت إستعمال بطاقة الصديق المخلص |
Geçen hafta akşam yemeğinden sonra beni dairesine davet etti. | Open Subtitles | بعد العشاء بالأسبوع الماضي، دعتني إلى شقتها |
Beni akşam yemeğine davet etti. Senin de gelmeni söyledi. | Open Subtitles | لقد دعتني على العشاء، قالت إن عليك القدوم أيضاً. |
Benim şimdiye kadar sevdiğim tek kız, beni yukarıya, ağaç evine davet etti. | Open Subtitles | الفتاة الوحيدة التي احببتها دعتني لأعلى بيت الشجرة |
Biliyor musun, anne? Jennifer, beni cumartesi bir partiye davet etti. | Open Subtitles | احزري ماذا يا أمي جينفر دعتني لحفلة يوم السبت |
Mike'ın kız kardeşi bu gece beni bir partiye davet etti ve Mike da orada olacak. | Open Subtitles | دعتني شقيقة مايك إلى حفلة الليلة وسيكون هناك. |
O gün beni ilk kez oturduğu eve davet etti. | Open Subtitles | اليوم الذي غادرت فيه كان المرة الأولى التي دعتني إلى شقتها. |
O gece Paola beni arkadaşlarıyla beraber içmeye davet etti. | Open Subtitles | باولا دعتني لتناول الشراب معها واصدقائها في تلك الليلة |
Hatta Connie Demico bile gösterişli doğum günü partisine çağırdı. | Open Subtitles | حتى ان كوني ديميكو دعتني الى حفلة عيد ميلادها السادس عشر |
Bir gün beni Susan Lucci çağırdı onyedimde kendimden büyük bir işe girdim- kızı dilledim, ve klitorisi değildi. | Open Subtitles | احدهما دعتني بـ سوزان لوتشي صاحبة التشنشن باللسان سبع عشر محاولة ولا بتوس |
George Washington'ın kiraz ağacı kesmediğini söylediğim için bana yalancı dedi. | Open Subtitles | دعتني بالكاذب لأنني قلت ان جورج واشنطن لم يقطع الكرز |
Zaten bu pantolonu aldığımda bana fahişe dedi. | Open Subtitles | عندما إشتريت هذه البنطلون دعتني فاسقة |
Kızın biri bana fahişe dedi, ben de onunla kavgaya girdim. | Open Subtitles | فتاة دعتني بالوقحه لذادخلنافي شِجار.. |
EZ: Oh, evet. Bu yaz aslında. Lomosonov fabrikasını Amerikalı bir şirket satın almış, beni davet ettiler. | TED | أوه، هذا الصيف في الواقع دعتني الشركة الأمريكية التي اشترت مصنع اللومونوسوف |
Demek istediğim, limon ve yemeğe beni davet etmesinin sebebi Zelanka'yı üzerime terfi ettirdiğini söylemek içinmiş. | Open Subtitles | أعني الليمون, والسبب الوحيد الذي دعتني من أجلة للعشاء أن تخبرني أنها قامت بترقية زيلنكا فوقي |
Anahtarını vermek istemeseydi, koridorda sarhoş, sızmışken elinden almama bir şey demeyip yedeğini yaptırmama izin verdi? | Open Subtitles | إذا لم تردني أن أحظي بمفتاحها، لماذا دعتني أخذه من يدها وأصنع نسخه بينما هي كانت ثملة وفاقدة للوعي بالممرّ؟ |
beni aradı, ben gideyim diye. | Open Subtitles | في حالات الطوارئ وحتى انها دعتني للتبديل يوما ولكن |