Başkan, Bauer'dan haber alana kadar... askeri harekata tam destek vermeyecek. | Open Subtitles | الرئيس لم يعطي دعمه الكامل للضربة العسكرية حتى يسمع من باور |
Onun bize destek olacağından ancak davamıza olan inancımız tamsa emin olabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا الاعتماد على دعمه لنا فقط عند إيماننا بقضيتنا |
Eğer durum bir şey kanıtlamazsa yarın Washington'dan uçmaya hazırlanıyor ve seremoniye kendi katılarak, anlaşmaya destek verdiğini ispatlayacak. | Open Subtitles | .. و ان لم يتحسن الوضع سيذهب من واشطن غدا سيحضر المراسم بنفسه كاظهار دعمه للاتفاقيه |
..eğer davamızı savunur ve desteğini kazanırsam.. Bu durumdan kurtulmak için ihtiyacımız olan.. | Open Subtitles | إذا قمت بتقديم قضيتنا لكسب دعمه فربما يكون هذا كل ما نحتاج إليه |
Ülkemizin bu zor zamanlarında, size desteğini sunan ilk kişiler arasında olmama izin verin. | Open Subtitles | أنا اول من يقدم دعمه في هذا الوقت الصعب لبلادنا |
Adam terörist oluşumlara verilen desteği zaten durdurdu ve özel olarak da iki devletli çözümü tavsiye ediyor. | Open Subtitles | ولقد قام مسبقاً بوقف دعمه لمنظمة الارهاب وبشكل خاص هو متحمس لحل يلائم كلا الدولتين |
Birini sevmek, seni ne kadar korkutsa da onları desteklemek demektir. | Open Subtitles | كيف أن المحبة للشخص يعني دعمه حتى لو كان يخيفك فعله |
Bu konuda sizi sonuna kadar desteklediğini yazmış. | Open Subtitles | يعلن عن دعمه باستمرار لك في هذه القضية السفيهة |
Kuruluşuma vereceği maddi destek konusunda konuşmak için uğrayan Milyarder yönetim kurulu başkanı mı demek istedin? | Open Subtitles | أتعنين الرئيس التنفيذي المليونير الذي مر للحديث عن دعمه المالي لبرنامجي ؟ |
Biz de gidersek moral destek oluruz demiştim. | Open Subtitles | لذا فكرت انه يمكننا الذهاب من اجل دعمه معنويا |
Kalabalıkta Mickey Johnston da var... 2002 yılında İbrahim'in arkadaş edindiği ve para konusunda destek olduğu eski evsiz muhasebeci. | Open Subtitles | وهنا في الحشد ميكي جونستون المحاسب المتشرد صديق ابراهيم الذي دعمه مالياً عام 2002 |
Peşinde koştuğun meselede sana destek olmayı teklif etti. Ama sonra sen geri çevirdin. | Open Subtitles | أنت إلتقيتَ برئيس الوزراء وعرض عليكَ دعمه ، لكنكَ تراجعت بعد ذلك؟ |
Belki hem turda kalıp hem de destek olmasını sağlamanın bir yolu vardır. | Open Subtitles | حسناً، ربما هنالك طريقة لإبقاءه ضمن الجولة وتشجيع دعمه. |
Saatlerdir bu konu üzerinde konuşuyoruz ve bu Doktor'un kararı olduğunu ve ona destek olmamız gerektiği fikrini değiştirmeyecek. | Open Subtitles | نناقش هذا مرارًا وتكرارا منذ ساعات، ولا شيء سيغير حقيقة أنه كان قرار الدكتور وعلينا دعمه. |
Eğer onun oyunu alabilirsek yarın ki davette kamu desteğini arkamıza alabilirsek işte bu paha biçilemez bir şey olur. | Open Subtitles | إن أمكننا الحصول على صوته إن حصلنا على دعمه العلني ليلة الغد فسيكون هذا مذهلاً |
Ama senin erkek arkadaşin sana desteğini göstermek için oraya kadar geldi | Open Subtitles | و لكن صديقكِ أتى إلى هناك ليريك دعمه لكِ |
Seni politikanı değiştirmeye zorladı, sonra da desteğini çekti. | Open Subtitles | يجعلك تغيرين سياستك ومن ثمة يتراجع عن دعمه لك |
Başbakan MI6 için desteğini sürdürdüğünü kamuoyuna bildirmeye devam ediyor. | Open Subtitles | "رئيس الوزراء ما يزال يبدي دعمه للرأي العام للمخبارات البريطانيّة" |
Çin'de üretilen organik bir çay markası için onun desteğini kazanmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | انا احاول ان احصل على دعمه في انشاء علامة تجارية موثوقة لتصدير الشاي العضوي |
Sanırım kendi garip yoluyla moral desteği veriyordu. | Open Subtitles | ،أعتقد أنه بطريقته الخاصة المضحكة كان يقدم دعمه النفسي |
Eski çocuk savaşçılarla beraber 40 çocuğumuz var. Herkes bizi desteklemek istiyormuş gibi hissediyoruz. | TED | لدينا 40 طفلاً، كانوا أطفالاً مقاتلين سابقين مختلطين مع أي شخص نشعر أننا نريد دعمه. |
İsyanı başlatan öğrenciler oğlunuzun onları desteklediğini iddia etti. | Open Subtitles | الطالب الذي بدأ أحداث الشغب يدعي أن ابنك دعمه |