Biliyorsunuz temyizde sizin Yeni kanıtlar sunmanıza izin veren bir dava yok. | Open Subtitles | أنك تعلم ليس هناك قضية يسمح .لك بعرض دليل جديد في الأستئناف |
Hükümet eksenindeki Komünist faaliyetlere dair Yeni kanıtlar, Komite tarafından BM-Amerikan faaliyetlerinde ortaya kondu. | Open Subtitles | دليل جديد على أنشطة شيوعية في دوائر الحكومة قد وعدت به لجنة البيت للأنشطة غير الأمريكية |
- Polisin eline Bayan Andrews hakkında yeni deliller geçti. - Bayan Andrews da kim? | Open Subtitles | وجد البوليس دليل جديد على السيدة اندروز من السيدة اندروز ؟ |
Seni ömür boyu hapse atacak yeni deliller bulduk. | Open Subtitles | عثرنا على دليل جديد سيزجك بك في السجن إلى الأبد |
Hayır, hayır. yeni kanıt bulunursa temyize başvurulabilir. | Open Subtitles | لو عندك دليل جديد ,مازال يمكننا الاستئناف. |
Şu an o kan örneklerini veya yeni bir delil bulmak için 24 saatimiz var. | Open Subtitles | لإيجاد عيّنات الدم هذه أو إيجاد دليل جديد |
Yani, hedefiniz pasif bekleyen dosyanızı araştırmak ve yeni bir ipucu bulmak olacak. | Open Subtitles | لذا، سيكون هدفكم هو البحث خلال القضايا المعلّقة .. وإيجاد دليل جديد |
Babasının masum biri olduğuna dair bir kanıt bulduğumuzu söyledim. | Open Subtitles | أخبرتها أننا عثرنا على دليل جديد يدل أن والدها بريء |
Dinle. Sizin cinayette Yeni delil bulduk. | Open Subtitles | انظر , لقد عملنا تحقيقات و حصلنا على دليل جديد |
David Clarke aleyhindeki Kamu davası Conrad Grayson'un yargılanması sırasında ortaya çıkan yeni kanıtların ışığında FBI tarafından yeniden mahkemeye getirildi. | Open Subtitles | القضيـة الشائنـة المرفوعة ضدّ (ديفيد كلارك) من قِبل الحكومة أُعيد فتحهـا بواسطة مكتب التحقيقات الفيدرالي بسبب ظهور دليل جديد (في محاكمة (كونراد جرايسون |
- Yeni kanıtlar var tekrar geri kazandırılabilir diye. | Open Subtitles | هناك دليل جديد على تطور الحالة هناك دليل جديد على تطور الحالة |
Ama Yeni kanıtlar cinayet olabileceğini gösteriyor | Open Subtitles | على أية حال، دليل جديد يُشيرُ إلى الغدرِ. |
Ve dahası, İslam "bilim adamları"nın onları yeniden keşfetmek için, nasıl da sıkı çalıştıklarını gösteren Yeni kanıtlar gün ışığına çıkıyor. | Open Subtitles | وعلاة على ذلك، ظهر دليل جديد ليُظهر كم عمل العلماء المسلمون بكدّ لإعادة اكتشافها |
Müvekkilimin davasında delil olarak sunacağım Yeni kanıtlar var | Open Subtitles | دليل جديد الذي يكون في صالح دعوي موكلي |
Poliste Spector aleyhinde yeni deliller varmış. | Open Subtitles | تقول الشرطة أن لديها دليل جديد ضد "سبيكتور"؟ |
Polisin elinde Spector aleyhinde yeni deliller varmış. | Open Subtitles | تقول الشرطة أن لديها دليل جديد ضد "سبيكتور"؟ |
- yeni deliller ortaya çıkmış. | Open Subtitles | يبدو أنه ظهر دليل جديد للنور |
Mahkeme yarın sabah devam edecek, o zamana kadar ya yeni kanıt buluruz ya da Nina'nın suçluluğunu kanıtlayacak başka bir tanık. | Open Subtitles | نعم لدينا حتى استكمال المحكمة غدا صباحا لإيجاد دليل جديد أو شاهد آخر يمكنه إثبات أن نينا هي الفاعلة |
Bayan Parsons'un gereğinden fazla zamanı vardı ama o en ufak bir yeni kanıt bulamadı. | Open Subtitles | حظيت الآنسة (بارسنز) بالوقت الكافي ولم تقدّم بادرة دليل جديد. |
Sayın Yargıç, iddia makamı yeni bir delil sunmak istiyor. | Open Subtitles | سيادة القاضي، يريد الإدعاء تقديم دليل جديد. |
En azından Loksat hakkında yeni bir ipucu bulana kadar. | Open Subtitles | على الأقل حتى نكتشف دليل جديد ضد لوكسات |
Bu durumda sizi cinayetle suçlayacak yeni bir kanıt bulmamamız için dua edersiniz. | Open Subtitles | وفي تلك الحالة، ستتمنون ألا نعثر على دليل جديد سيزيد من مدة حكوميتكم |
Yeni delil. Yeni dava. | Open Subtitles | دليل جديد محاكمــة جديدة |
Geçen hafta Berlin Merkezi Tren İstayonu'ndaki başarısız saldırının ardından ve ulaşmama izin verilen yeni kanıtların ışığında Bay Marwan'ın sandığım gibi masum bir adam olmadığına ikna oldum. | Open Subtitles | في أعقاب المحاولة الفاشلة بحر الأسبوع الماضي في محطة (برلين) المركزية وعلى ضوء دليل جديد وصلني... أنا الآن مقتنعة أن السيد (مروان) ليس الرجل البريء الذي ظننته |