ويكيبيديا

    "دليل قاطع" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • kesin delil
        
    • kesin kanıt
        
    • boyu kanıt
        
    • yeterli delil
        
    • kesin kanıtını
        
    • somut bir kanıt
        
    • kanıtı
        
    • kanıtın
        
    • kanıtımız
        
    • kanıtınız
        
    • kanıtlayan
        
    • somut delil
        
    • kesin delili
        
    • kesin bir kanıt
        
    Altın tepside kesin delil sunuyorum gibi geldi. Open Subtitles هل أنا أقوم الآن بإعطائكم دليل قاطع أم ماذا؟
    Bunca zaman inkâr edip durdum ama bu kesin kanıt. Open Subtitles لقد كنت أنكر الأمر طوال الوقت، لكن هذا دليل قاطع.
    Diz boyu kanıt olmalı. Open Subtitles لابد أن هناك دليل قاطع
    Bir Denizci subayını elinde yeterli delil olmadan ağır bir suçla suçlamanın içerdiği olası sonuçları hakimin sana haber verdiğini kabul etmeni istiyorum. Open Subtitles أريدك أن تقر بأن ممثل النيابة العسكرية أعلمك بالعواقب المحتملة لاتهام ضابط بحري بجريمة كبرى دون دليل قاطع
    Mike, 4,5 milyar yıl önceki uzay taşlarında hayatın temel molekülleri bulunduğunun kesin kanıtını demlemeye çalışıyor. Open Subtitles يحاول مايك الى تدبير دليل قاطع أن الجزيئات الضرورية للحياة كانت موجودة في الصخور الفضائية منذ اربعة بليون سنة ونصف.
    Elimizde görüntü var. İnsanlara gösterebileceğimiz somut bir kanıt var. Open Subtitles لدينا فيديو،لدينا دليل قاطع لنريه للناس..
    "Bakın, bu kronik hastalıkları şekere bağlayan hiçbir kesin delil yok. Open Subtitles انظروا, لا يوجد دليل قاطع يربط السكر لهذه الامراض المزمنة
    Elimizde kesin delil yok ama Lee Harris'in kocasını soğukkanlılıkla öldürdüğünü hiç kuşkusuz biliyordum. Open Subtitles حسنًا، لا نمتلك دليل قاطع ولكنني علمت بدون شك ان (لي هاريس) قتلت طليقها بدم بارد
    CCB mektubunu onu yolladığına dair elimizde kesin kanıt yok. Open Subtitles ليس لدينا دليل قاطع بأنه بعث رسائل التهديد
    kesin kanıt olmadan yayınlayamayız. Open Subtitles لا يمكننا طباعه هذا الا اذا كان لدينا دليل قاطع
    Diz boyu kanıt olmalı. Open Subtitles لابد أن هناك دليل قاطع
    yeterli delil olmadan kimseyi suçlayamazsın. Open Subtitles أنت لا تتهم الناس دون دليل قاطع
    Yüksek enerjili pozitif elektronlarla ilgili gözlemi galakside karanlık madde varlığınının ilk kesin kanıtını oluşturuyor. Open Subtitles إن نظرته فيما يتعلق بالبوزوترونات (عكس الإلكترونات) عالية الطاقة زوّدت أول دليل قاطع على وجود المادّة السوداء
    İnsanlara gösterebileceğimiz somut bir kanıt var. Open Subtitles لدينا دليل قاطع لتبين للناس
    Tabii insan feromonlarının varlığının kesin kanıtı olmaması ve paketlenmek için hazır olmamaları dışında. Open Subtitles عدا أنّه ليس هناك دليل قاطع يدل حتى على وجود الفيرومونات لدى الإنسان، ناهيك عن تعبئتها في قنينات.
    DNA'nın kanıtın, ateşli silahı olduğunu sanıyordum. Open Subtitles أظن أنّ الحمض النووي دليل قاطع
    24 saat içinde, Bradford Meade'in baban olup olmadığına dair kesin bir kanıtımız olacak. Open Subtitles خلال 24 ساعه سيكون لدينا دليل قاطع اذا كان برادفورد اباكي اووه
    Sağlam bir kanıtınız olmamasına rağmen itiraf etmiş. Open Subtitles لقد اعترف حتى رغم عدم وجود دليل قاطع ضده
    Sayın yargıç, kayıtlarda suçsuzluğunu kanıtlayan hiçbir şey yok. Open Subtitles حضرة القاضي لا يوجد دليل قاطع في التسجيل
    Yani senin deyiminle "somut delil" yok. Open Subtitles الذي يعني ليس هنالك دليل قاطع و هذا ما تريد قوله، صح؟
    Fakat kesin delili olmayan bir varsayım bu. Open Subtitles ولكن هذه مجردُ فرضيةٍ بدون أيّ دليل قاطع.
    Sağlam nedenlerden dolayı, kesin bir kanıta asla erişemeyeceğimizi düşündük, ama bu kesin bir kanıt. TED لعدة أسباب معتبرة، لم نكن نتوقع أننا سنرى دليلا قاطعا عنها، وهذا دليل قاطع.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد