Etrafındaki insanları okudu, bir yolunu buldu ve ihtiyaçlarına hizmet etmeleri için beyinlerini yıkadı. | Open Subtitles | يجد طريقه لولوج عقلهم ومن ثم يغسل دماغهم ليخدموا احتياجاته |
Böyle anlarda memeliler en gelişmiş silahlarını harekete geçirirler, beyinlerini. | Open Subtitles | وعلى الثدييات استخدام أكثر أسلحتهم تطورا ألا وهو دماغهم |
Dona Reed ve Babalar En İyisini Bilir'i seyrederek beyinleri yıkanmıştı zaten | Open Subtitles | هم غسِلوا دماغهم بمشاهدة دونا ريد.. والأبّ يَعْرف أفضل |
Onlar devşirme ajanlar. Eğitimli. beyinleri yıkanmış. | Open Subtitles | إنهم عملاء نائمون، مدربون و مغسول دماغهم. |
Her beslenmelerinde beyinlerindeki bir kronometre devreye giriyor ve onlara yeterli nektarın bir daha ne zaman birikeceğini söylüyor. | Open Subtitles | عند كل تغذي ، يبدأ دماغهم بتوقيت الساعة الداخلية التي لديهم, تخبرهم عن توقيت اعادة امدادات مخزون الزهرة |
Evet, bu Nathan'ı etkileyen, beyinlerindeki bu şeyin oluşmasına neden olan bu olamalı. | Open Subtitles | .أجل,لابدامنأنهمآثرواعلي"ناثين" مُسببين ذالك الشئ الأسود , لينموا في دماغهم. |
Gazetecilere çocuklarının beyinlerinin yıkanmasındansa evde eğitim vermeyi tercih ettiklerini söylediler. | TED | وأخبروا الصحفيين أنهم يفضلون تعليم أطفالهم في المنزل على أن يتم غسيل دماغهم. |
Yetim çocukları alıp beyinlerini yıkarlar. | Open Subtitles | مثل طالبان لأخذ الاطفال الذين يصبحون أيتام ويغسلوا دماغهم |
beyinlerini yediğin insanlar için yani. | Open Subtitles | الناس الذين أكلت دماغهم , بإختصار. |
beyinleri jöleye dönerse ne olacak? | Open Subtitles | ماذا لو تحول دماغهم الى هُلام وتعطل ؟ |
Farklı çıkış yolları aramaları için beyinleri yıkanmış. | Open Subtitles | لقد تم غسل دماغهم ليفكروا في اتجاه معين |
Bunların çoğu beyinlerindeki küçük damarlar tıkandığı ve sinir hücreleri oksijenli kan alamadığı için bunamadan muzdarip olan insanlar. | Open Subtitles | الغالبية العظمى مِن الناس تعاني الخرف نتيجة لأوعيتهم الدموية الرقيقة في دماغهم التي تَنسَدّ وخلاياهم العصبية كونها لا تنال نصيبها من الدم المؤكسَج |
Ancak bugün onları, beyinlerinin bir kısmı olan ve limbik sistem olarak adlandırılan bölümün gelişimi ışığında anlamaya çalışıyoruz, şimdi arkamdaki slaytta size kırmızıyla ve aynı zamanda elimdeki beyin üzerinde limbik sistemi göstereceğim. | TED | لكن نحاول الآن أن نفهم ذلك في ظل التطورات في جزء من دماغهم يسمى الجهاز الحوفيّ سأريكم الجهاز الحوفيّ باللون الأحمر في الصورة خلفي، وعلى هذا الدماغ أيضا. |
Son günlerde nörofizyolojik çalışmalar ekonomik oyunlarda hilekarları cezalandıran insanların beyinlerinin ödül bölümünde faaliyet olduğunu ortaya çıkardı. | TED | ومؤخرا، أظهرت الإختبارات العصبية أن الناس الذين يقومون بمعاقبة المحتالين في الألعاب الاقتصادية يَظْهر لديهم نشاط في مراكز المكافأة في دماغهم. |