"دمج" - ترجمة من عربي إلى تركي

• birleşme
• entegre
• dahil
• birleştirmek
• füzyonu
• karışımı
• birleşimi
• entegrasyon
• birleştirmeye
• şirket birleşmesi
• birleşmek
• birleşmeden
• birleştirilerek
• aşkı karıştırma

Tekrar birleşme ya da birleştirmenin önceki halidir.
أنه عبارة عن توحيد، دمج كُلّ شيء قد ظهر من قبل

Bir birleşme orjinal anlaşmanın asla bir parçası olmadı.
دمج الشركة لم يكن جزءًا من الترتيبات الأساسية

Ayrıca, mekiğin gücünü geminin sistemine entegre etmenin bir yolunu bulmaya çalışıyorum.
ايضاً,كنت ابحث عن طريقة نستطيع بها دمج طاقة المكوك مع نظام السفينة

Biliyorum ki cinsiyet objektifini güncel müfredata dahil etmenin önemini görecekler.
وأعلمُ أنهم سيرون قيمة دمج عدسة نوع الجنس في المناهج الحالية.

GPS özelliğini müzik ile birleştirmek gerçekleştirdiğimiz fikirlerden sadece bir tanesi.
لكن ما سوف نقوم به، أي دمج خاصية تحديد المكان بالموسيقى، هي حقاً فكرة واحدة و حسب.

Skolyozun giderilmesi için göğüsten girilip omurga füzyonu uygulanmıştı.
دمج الفقرات الصدرية لعلاج انحراف عمودها الفقري.

Yönetici ortak olarak oylanıncaya kadar bekleyecek ve bize birleşme konusunda gelecek.
سوف تنتظر إلى أن يصوّتوا بقاءها في منصبها الإداري ثم تتقدم إلينا بعرض دمج الشركتين

Önemli bir birleşme varken boktan ofisine gelmemi gerektiren önemli şey nedir acaba?
أنا في منتصف عملية دمج شركتين ماهو الشيء المهم الذي يجب أن آتي إلى مكتبك المهترئ من أجله؟

Onlar birleşme detay bir kez daha üzerine gitmek istiyorum.
هم يودون مراجعة تفاصيل دمج الشركتين مرة أخيرة

İşte burada görüyorsunuz, animasyonlarımızdan hareketli çarklar ortaya çıkarttılar ve kafayı aşağı yukarı sallama hareketi ile ileri geri hareketini entegre eden bir hareket yarattılar.
فترى أنهم قد استخلصوا التروس الحركية من رسومنا و صنعوا تذبذب الذي دمج حركة الرأس المطأطئة مع الحركة للأمام و للوراء.

entegre mikroskop ve bilgisayar analiziyle birlikte Rebecca ve meslektaşları, hem teşhis hem de tedavi düzeneğine sahip bir minibüs oluşturdular.
فمع دمج المجهر والتحليل الحاسوبي، استطاعت ربيكا وزملاؤها من تطوير حافلة تحتوي على المعدات التشخيصية والعلاجية معاً.

Hedeflenen girişimler zaten dahil olması gereken bakış açılarını birleştirmeye yardım etti.
ساعدت المبادرات الهادفة على دمج المنظورات، التي يجب أن تكون دائمًا مشمولة.

Böylece, hikâyeyi nasıl sunuma dahil edebileceğimizi bulmaya çalıştım.
لذلك أردت معرفة كيفية دمج القصة في العرض.

Jacquard zamanında bir dokuma tezgâhıyla bir buhar makinesini birleştirmek kadar bariz bir düşünce 21. yüzyılda da var.
فنحن لدينا فكرةٌ واضحةٌ في القرن ال21 كوضوح فكرة دمج المنوال مع محرّكٍ بخاريّ في زمن جاكارد.

Elektrikli aktüatörlerin yüksek hızını ve verimliliğini, yumuşak, akışkanla çalışan aktüatörlerin çok yönlülüğüyle birleştirmek istedim.
أردتُ دمج الكفاءةِ والسّرعة العالية الخاصّة بالمحركات الكهربائيّة مع القدرات المتعدّدة للمحرّكات اللينة.

C-4 ve C-6 vertebra füzyonu yapmak için beni istiyor.
يريد منّي دمج فقرات الظّهر الرابعة والسّادسة

Jay, yeni filmin aksiyon ve komedinin bir karışımı olacak.
فيلمي الجديد هو دمج بين الأكشن والكوميديا

Yeni DNA birleşimi, yüz insan hücresi içine ekildi.
"المهم، هو دمج سلسلة ال"دي إن أية الجديدة للإشتراك فى حقن 100 بيضة إنسانية

Tek başına kamu hizmeti entegrasyon davalarında tam manasıyla tatbik edilmesi hâlinde sermayedarların binlercesi etkilenebilir.
في إجراءات دمج المؤسسات العامة وحدها حرفياً، الآلاف من المستثمرين ربما قد تأثروا في تطبيقه.

Atlanta'dan PharmaCom'un hisse senediyle ilgili bir şirket birleşmesi haberi duydum.
أعرف أنني استمعت يكون دمج حسابات في اتلانتا.

- birleşmek istiyor.
يريد دمج الجنسين * اي بتوظيف الرجال والنساء *

Fırtınalar birleşmeden tankları patlatmalıyız.
‫نحن نحتاج إلي تفجير الحاويات قبل وصول العاصفة ‫قبل دمج العواصف.

Eğer o gerçekte bir Wraith deneyi ise, genetik unsurları belki birleştirilerek yaratıldı.
إذا كان حقاً تجربة شبح، ربما ربما أُنشىء عن طريق دمج العناصر الجينية لـ...

- Evet, harikayım! İşle aşkı karıştırma fikrim gerçekten işe yarıyor.
أجل بخير، فكرتي اللامعة بشأن دمج العمل والمتعة تعمل جيدأ