Koşularda Baş dönmesi ve mide bulantısı gibi birkaç nedenden dolayı geride kalıyordum. | Open Subtitles | لقد سقطت عدة مرات من قبل لأسباب عديدة منها الاضطراب و دوار البحر |
Eğer Baş dönmesi ya da miğde bulantısı gibi bir şikayeti olursa beni arayın. | Open Subtitles | اذا اشتكى من غثيان او دوار او اي شيء يبدو غير طبيعي بالنسبة له اتصلي بي اوكي.. |
Hiperakuzi, Vertigo, tinitus ve nistagmus 'u olan 16 yaşında bir hasta... | Open Subtitles | فصـاميّـة ، عمـرهـا 16 سنـة ، تعـانـي مـن دوار .. واحتـدادفـيالسمـع،ورأرأة. |
Hapın adı Vertigo. Seni uçuyormuş gibi hissettirecek. | Open Subtitles | تسمى "دوار"، من المفترض أن تجعلك تشعرين بإنتعاش. |
- Aslında biraz daha farklı bir sebebi vardı. - Herkesi deniz tuttu. | Open Subtitles | في الواقع كان شيئا آخر تماما الجميع كان بهم دوار البحر |
Astronotların uzaya saatte 27.358 km atıldığı NASA'da araba tutması ciddi bir problem. | TED | في ناسا، حيث يقذف بالرواد إلى الفضاء بسرعة 17 ألف ميلا في الساعة، فإن دوار الحركة مشكل جدي. |
Bunu yapamam, beni hava tutar. | Open Subtitles | لا أستطيع فعل هذا أنا عندى دوار المرتفعات |
Baş dönmesi, mide bulantısı, nefes zorluğu var mı? | Open Subtitles | أى معاناة أو دوار أو غثيان أو صعوبة فى التنفس؟ |
Herhangi bir ağrı, Baş dönmesi filan olursa arayın, tamam mı? | Open Subtitles | اي الم ، اي دوار او الم هنا ، تتصل ، حسناً ؟ |
Baş dönmesi ateş ve tromboz. | Open Subtitles | لدينا إذن دوار وحمّى وتخثّر لقد استبعدنا بالفعل السرطان والعدوى |
Müşterek görev... Vertigo yüzünden tüm birimler bir arada çalışıyor. | Open Subtitles | انضممتُ إليهم، كلّ الأيادي منصّبة على قضيّة "دوار". |
- Dediğin gibi Vertigo'yu tahlil edeceğiz. Şu an sıvı hâlde, yani içinde su var. | Open Subtitles | كما قلتَ، نحلل "دوار"، إنّه سائل، مما يعني احتواءه مياه. |
Bu kadar aşırı dozda Vertigo alıp yaşayan kimse görmedim. | Open Subtitles | لم أرَ أحدًا يتعاطى جرعة زائدة بهذا القدر من "دوار" ويظلّ حيًّا. |
Yol boyunca deniz tuttu. Buna alışkın değilim. | Open Subtitles | كنت اعاني من دوار البحر اللعين طوال الطريق، أنا لست معتاداً على ذلك |
Teknedeyken deniz mi tuttu? | Open Subtitles | هل أصابك داء دوار البحر على متن القارب؟ |
Evet, üzülerek söylemeliyim ki deniz tutması kurbanıydım. | Open Subtitles | .نعم, أنا كنت ضحية دوار البحر .أشعر بالأسف لقولى ذلك |
Senin yüzünden bir ambulansla gezmek zorunda kaldım ve biliyorsun ki, beni araba tutar. | Open Subtitles | بسببك حصلت على جولة في سيارة إسعاف وأنت تعرف بأنني أعاني من دوار السيارة. |
Adam tekneye binecekse, deniz tutuyor mu bilmek istersin. Ne olur ne olmaz. | Open Subtitles | اذا كنت ستركب قارب علي ان أعرف ان كنت تعاني دوار البحر |
Onu deniz tutmuş! Bir donanma klasiği. | Open Subtitles | إنه يعانى من دوار البحر هذا ما ترسله لنا البحريه |
akşamdan kalmanın etkisi olarak, 36 saate kadar iştah kesilebilir. | Open Subtitles | دوار السكر يمكن أن يزيل الشهية لأكثر من 36 ساعة |
Öyle olup olmadığını bilemem. Ama deniz tutmasına iyi geldiği kesin. | Open Subtitles | لا أعلم حقيقة هذا أنا أعلم أنه مفيد لحالات دوار البحر |
Eğer bu hayvanlara, kaçışın mümkün olduğunu düşündürürseniz kendinizi bir döner kapının içerisinde bulabilirsiniz. | Open Subtitles | إذا تركت هذه الحيوانات تعتقد أنه من الممكن الهرب كانك علقت فى باب دوار |
Yatak odalarına girmek için turnike mi? | Open Subtitles | باب دوار إلى غرف النوم ؟ |
Askerler gemiden inecekleri için çok mutluydu. Mide bulantısı bitecekti. | Open Subtitles | الجنود كانوا سعداء بنزولهم إلى الشاطئ للتخلص من دوار البحر |
Bu aralar iştahım yok, uyuyamıyorum sıcaklık basıyor ve başım dönüyor. | Open Subtitles | هذه الأيام ليست لدي شهية ولا استطيع النوم واشعر بسخونة ونوبات دوار |
Bir otelde kalacağız, saat 4'te uyanacağız bulantı ilacını alacağız. | Open Subtitles | نسكن في الفندق ، ونستيقظ عند الرابعة فجراً نتغلب على دوار البحر |
Sadece başım döndü. Muhtemelen yediklerimden. | Open Subtitles | لقد أصابتني نوبة دوار,من الممكن أنها حدثت بسبب الطعام |