Bulut yavaşça dönmeye başlayıp bir patinajcının dönme esnasında kollarını içe çekmesi gibi bir yıldız ve etrafında çeşitli gezegenler oluşana dek içe çökmüştür. | Open Subtitles | ونسجت هيكلها بالتدريج مندفعة بقوة كالمتزلج الذي يندفع بشدة أثناء دورانه إلى أن تكونت الشمس والكواكب أيضاً حولها |
Yüzeyin her yerinden fışkırmaya başlayan patlamalar, yuvarlanmalar dönme durumunu değiştirmeye başlar. | Open Subtitles | تنفجر المنافث من كل مكان، إنه يتقلّب تتغيّر حالة دورانه |
Mıknatısları çalıştırmak için dönme enerjisini kullanıyor. | Open Subtitles | إنه يستخدم دورانه لتشغيل المغناطيسان |
Mıknatısları çalıştırmak için dönme enerjisini kullanıyor. | Open Subtitles | إنه يستخدم دورانه لتشغيل المغناطيسان |
Dediklerine göre yörüngede kalma süresi en az John'unki kadar uzun olacakmış. | Open Subtitles | لأنهم يقولون ان دورانه سوف يكون على الأقل بنفس طول دوران "جون" |
Ama gezegenle aynı yörüngede dönen diğer uyduların aksine Triton karşıt bir yörüngede, Neptün'ün tersine dönüyor. | Open Subtitles | لكن على خلاف الأقمار الأخرى التى تدور حول الكوكب فى نفس إتــجاه دورانه تريتون" يدور حول نبتون خلفيا" |