Bu yetkilendirme ayaklanmalardaki rolleri esirgenemez durumda olan kadınları da kapsar. | TED | وهذا التمكين ينطبق أيضا على النساء، الذين دورهم في الثورات لا يمكن الاستهانة به. |
Yani gardiyan eşcinsel komşular bunların yeni planında rolleri nedir? | Open Subtitles | وبالتالي فإن حارس السجن، الجيران اللوطيين، ما دورهم في مكيدتكَ الجديدة؟ |
Dans etme sırası için kavga edip birbirlerini düelloya davet ediyorlardı. | Open Subtitles | كانوا يتدافعون ويهددون بعضهم البعض اذا ظنوا أنه دورهم فى الرقص |
Alay etmeden kalabalıklar ve erkekler sıralarını alabilmek için para ödeyeceklerdi. | Open Subtitles | سيتم السخرية منها أمام حشود كبيرة والرجال ستدفع لأخذ دورهم عليها |
Unutma, para teklif etmiyoruz, şu an sıra onlarda, aşağıya inmeliler. | Open Subtitles | تذكر، لن نقوم برفع عرضنا حان دورهم ليقللوا من متطلباتهم |
Kemikler hakkında konuştuğumuza göre, anatomik olarak Hallux Abducto Valgus olarak bilinen tıbbi biçim bozukluğu içindeki rollerini görelim Hallux Abducto Valgus, ya da ne? | Open Subtitles | منذ أن تكلّمنا حول عظام سيسامويد دعونا نشاهد دورهم في العاهة بشكل تشريحي معروف بـ |
Sadece kendi konuşma sıralarının gelmesini beklemek yerine, dinliyorlar. | Open Subtitles | ـ بدلاً من أنتظار دورهم في الكلام |
Buz kıracaklı kadın, eşcinsel komşular, dadı bunların yeni planında rolleri nedir? | Open Subtitles | المربّية، ما دورهم في روايتك الجديدة؟ أين هو؟ |
Eşcinsel komşular, dadı bunların yeni planında rolleri nedir? | Open Subtitles | الجاران الشاذان، المربّية ما دورهم في روايتك الجديدة؟ |
Dizideki rolleri neydi peki? | Open Subtitles | وماذا كان دورهم فى العرض؟ |
Karımın ve kızlarımın sırası geldiğinde... onlara daha nazik davranılacağını umuyordum. | Open Subtitles | تمنيت أن تعامل زوجتى و بنتاى بأيدى أرق من يداى عندما يحين دورهم |
Konuşma sırası savcılara geldiğinde ben de şaşırmıştım. | TED | وعندما حان دورهم للتحدث - أقصد المدّعين - اندهشت أنا أيضاً. |
Hayır, Franklin Mint akşam yemeği sırası onlarda. | Open Subtitles | لا, إنهم دورهم ليقوموا بعمل العشاء |
sıralarını bekliyorlar, yaşları veya işleri için şükrediyorlardı. | Open Subtitles | ينتظرون دورهم ويسألون الله لو يمد لهم بأعمارهم أو بأعمالهم |
Özellikle Batı Avrupa Yahudi konvoyları sıralarını burada bekliyorlardı. | Open Subtitles | خصوصا قوافل اليهود الاوروبيين الغربيين ينتظرون دورهم هنا |
Yahudiler bir gün, iki gün, üç gün, sıralarını beklemek zorundalardı. | Open Subtitles | واضطر اليهود لانتظار دورهم للموت يوم، يومين، 3 أيام |
Kasabada sıra bekleyen on kişi var. | Open Subtitles | هناك عشرة رجال في البلدة ينتظرون دورهم |
sıra onlarda, sende değil. Onlarda. | Open Subtitles | إنّه دورهم الآن، ليس دورك دورهم |
Bu olaydaki rollerini temize çikarmayi istemeyerek ya da güçleri yetmeyerek. | Open Subtitles | ممتنعين أو عاجزين عن تبرير دورهم في ذلك. |
Kendini bırak, kendi konuşma sıralarının gelmesini beklemek yerine. | Open Subtitles | عندما يعتقد الناس أنك تحتضرين ينصتون لك بدلاً من ... ـ بدلاً من أنتظار دورهم في الكلام |
Sanırım Jerry'nin çocukları sıranın onlara gelmesini beklemeli. | Open Subtitles | (أظن أنه يجب على أطفال (جيري أن ينتظروا دورهم |
Ülkeye girmelerine, iş bulmalarına ve sorumluluklarını yerine getirmelerine yardım ettim. | Open Subtitles | ساعدتهم على العبور وايجاد وظائف وتأكدت ان يؤدوا دورهم |