ويكيبيديا

    "دولته" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • ülkesine
        
    • ülkesi
        
    • ülkesini
        
    • ülkesinin
        
    • ülkesinde
        
    • ülke
        
    • ülkesindeki
        
    O birinci elden, ülkesine yüklenen sefalet, korku ve başarısızlığı deneyimliyor. TED إنه يعاني مباشرةً من البؤس و الخوف و الفشل المفروض على دولته.
    Burada söylediğim hiçbir şeyin de her bir liderin kendi ülkesine karşı sorumluluğunun önemini küçümsüyormuşum gibi TED و لا أحبذ شيئا مما قيل اليوم ليوحي بأنني أقلل من قدر مسئولية كل قائد بذاته تجاه دولته.
    - Lee bir şirket için casusluk yapmıyordu ülkesi için casusluk yapıyordu. Open Subtitles لم يكُن لي يتجسّس من أجل شركة. لقد كان يتجسّس من أجل دولته.
    ülkesini korumak yerine onu satmaya çalışan bir teknoloji geliştirmek. Open Subtitles رجل كرّس حياته ليطور عدة تقنيات ليحافظ على آمن دولته ، ليبيعها فحسب
    Eğer küresel ısınmayı kontrol altında tutamazsak ülkesinin su altında kalacağına dair dünyayı uyarmak için bakanlarına gerçekten de tüplü dalış yaptırdı. TED ذهب مع وزرائه في جولة غطس تحت الماء هناك حرفيًا. ليحذر العالم من خطر غرق دولته إلا إن سيطرنا على ظاهرة الاحتباس الحراري.
    Ve yeni ülkesinde uyuz bir misafir olmamaya çalışarak geçirdiği bir senenin sonunda hayatının alt üst olmasıyla sonuçlanabilecek bir yaza hazırdı. Open Subtitles لأنّه بعد سنة من محاولة عدم فرض ضيافته في دولته الجديدة فقد كان مستعداً للصيف الذي سيقوم بتغير حياته كلياً
    O diske kim sahip olursa resmen dünyadaki en güçlü ülke olacaktır. Open Subtitles ومن يستطيع الحصول على ذلك القرص ستصبح دولته أقوى دولة بالعالم.
    Meksika Başkanı Maya Kıyametinin ülkesine 52 milyon turist çekeceğine inanıyor. Open Subtitles أي رئيس يتوقع نهاية عالم مايا ليجذب 52 مليوم من سكان دولته. إنه كله هناك.
    ülkesine karşı komplo kuran bir vatan haini olma ihtimalin de cabası. Open Subtitles زد أنه محتمل أن تكون خائنا والذي يتآمر ضد دولته
    ülkesine hizmet eden bir askerin yapabileceğinden çok daha fazlasını yaptın. Open Subtitles فعلت أكثر مما يمكن لأيّ شخص أن يفعله ليخدم دولته.
    Kendi ülkesi bile bulamazken sen nasıl buldun? Open Subtitles و دولته لم تستطع العثور عليه، كيف لك أن..
    ülkesi Sovyet işçilerinin emekleriyle kazançlar sağladı. Open Subtitles استفادة دولته من جهود عمال السوفييت
    Benim de ilk aşkı ülkesi olan bir babam var. Open Subtitles أنا لدي أيضا... والد حبه وإهتمامه الأول هو دولته.
    Benim tanıdığım adam ülkesini her şeyin önüne koyardı her şeyim. Open Subtitles الرجل الذي أعرفه يضع دولته.. فوق جميع الأمور
    Herkesin borcu vardır, ...ve Westie onları ülkesini satarak ödemek istemezdi. Open Subtitles الجميع لديه ديون و (ويستي) لم يكن ليتخلص منها بخيانة دولته
    O yüzden mi kendi ülkesini kurmaya çalışıyor? Open Subtitles ألهذا يحاول تأسيس دولته الخاصّة؟
    Bir Alman subay, Avusturya-Macaristan'ı kastederek, ülkesinin artık "bir cesede kelepçelendiğini" söyledi. Open Subtitles قال أحد الموظفين الألمان مشيراً لوضع النمسا-المجر ، أن دولته الآن.. "مربوطة بجثه".
    Cervantes'in ülkesinin başkanını öldürmesini kanıtlamak için bir hikâyenin peşindeydim. Open Subtitles أتيت هنا للتحقيق بقصة، محاولة ربط (سيرفانتس) بمقتل رئيس دولته
    Çünkü... bence ülkesinin geri kalanının sahip olmadığı bir şeye sahipti. Open Subtitles لأنه كان يملك أمر افتقدته باقي دولته
    Bu kendi ülkesinde sıklıkla başı belaya giren bir sanatçı tarafından yapıldı. Open Subtitles هذا مصنوع بواسطة فنان كان في مشكلة في دولته
    Fakat hepsi biliyor mu ki Güney Afrika'da neler yaşandığını, ülkesinde virüsün en fazla yayılma vakalarının yaşandığı ülkesinde? TED ولكن هل كان الجميع يعلم مالذي يحدث في دولته في جنوب أفريقيا الدولة التي تملك النسبة الاكبر .. والاصابات الاكثر في العالم في نقل فيروس نقص المناعة المكتسبة
    Kendi ülkesi var. - Öylesine bir ülke değil koca oğlan! Open Subtitles لديه دولته الخاصة - ليست مجرد دولة يا فتى -
    Müzakeredeki ticaret anlaşması ülkesindeki eski kafa birilerini kızdırmış. Open Subtitles الاتفاق التجاري يتفاوض متخلصاً من الحارس القديم في دولته

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد