Aradım, ama uluslararası sularda olduğu için bir şey yapmayacaklarmış. | Open Subtitles | فعلت, لكنها مياه دولية لذا, لقد أخذوا ملاحظة عنها فقط |
Çinlilerin bile umursamadığı bir olay için uluslararası bir operasyon başlatmayacağız. | Open Subtitles | لن نسبب حادثة دولية لأجل شئ لا يهم الحكومة الصينية نفسها |
Sadece uluslararası bir olayı önlemek için yeterli olacağını düşündük. | Open Subtitles | رأينا ان منع حادثة دولية سيكون جيد بما فيه الكفاية |
Bu sadece senin uluslararası kriket maçında nasıl atış yapacağını unutturur. | Open Subtitles | بمجرد إرسال واحد، سوف يُنسيك.. كيف تضرب في مباراة كريكت دولية |
Pinochet rejimi yasallaştırması için yapılan uluslararası baskılara maruz kalır. | Open Subtitles | بعد 15 سنة من الدكتاتورية واجه بينوشيه ضغوط دولية متزايدة |
Kaçaksanız ve uluslararası bir seyahat planlıyorsanız, en iyi kalite seyahat evrakları ayarlamalısınız. | Open Subtitles | عندما تكون فاراً و تخطط للقيام برحلة دولية خطيرة عليك أن تكون مستعداً |
ABD, muhtemelen CIA tarafından desteklenen bir uluslararası uyuşturucu karteli için çalışıyordu. | Open Subtitles | كان يعمل لحساب عصابة مخدرات دولية تدعمها امريكا من جهة الاستخبارات ربما |
Yani hala uluslararası bir komplonun hedefi olacak kadar önemli olduğumu düşünmüyorsanız. | Open Subtitles | إلا إذا كنت لا تزال تعتقد أنني. لست هدفاً مهماً للمؤامرة دولية. |
Bunlar çeşitli ülkelerden ekiplerin ve uluslararası işbirliğinin onyıllar boyunca süren destansı çabalarının sonucu. | TED | هذه نتيجة مجهودات بطولية استغرقت عقودا من الزمن لفرق عمل جاءت من مختلف البلدان ولشراكات دولية. |
Malesef öğretmen geribildirim sistemleri için uluslararası sıralama tabloları yok. | TED | للأسف ليس هناك قوائم تصنيف دولية لأنظمة تقييم المدرسين. |
Şimdi biz çoktan nükleer ve biyolojik silahlar üzerine uluslararası anlaşmaya sahibiz her ne kadar tamamlanmamış olup büyük ölçüde kullanılıyorsa da. | TED | الآن لدينا بالفعل معاهدات دولية على الأسلحة النووية والبيولوجية، وقد عملت إلى حد كبير. |
Ve bizim bu kararı kimin vereceğini belirleyecek uluslararası bir mekanizmamız olmayacaktır. | TED | و لن يكون لدينا آلية دولية لمعرفة من له إتخاذ القرار. |
Ve şunu duyurmaktan mutluluk duyuyoruz ki tugayımızı ilk defa uluslararası şehirlere açıyoruz, Polonya, Japonya ve İrlanda'daki şehirlerden başlayarak. | TED | ويسرنا أن نعلن اليوم أننا سنفتح كتائب في مدن دولية للمرة الأولى، بدء من المدن في بولندا واليابان وإيرلندا. |
Montreal Protokolü, bu zamana kadar uygulanan en başarılı uluslararası çevresel anlaşmadır. | TED | و حتى الآن، برتوكول مونتريال هي أنجح اتفاقية بيئية دولية نفذت من أي وقت مضى. |
Bu karadan çok uzakta, ekvatoral Atlas'ta, uluslararası sularda, yaklaşık bir kilometre derinlikte bulunan bir deniz dağında alınan bazı olağanüstü görüntüler. | TED | هذه صور مذهلة قادمة من جبل بحري على عمق كيلومتر تقريبا في مياه دولية في الأطلسي الإستوائي، بعيدا عن اليابسة. |
İlerisi için tek yol, yeni uluslararası yasaların gerekli olabileceği durumları öngörmektir. | TED | هناك حل مقترح وهو تخيل المواقف التي لربما نحتاج فيها إلى قوانين دولية جديدة. |
Gönüllü takımda adanın her tarafından çocuklar var, hem uluslararası hem de yerel okullardan. | TED | تتضمن المجموعة على أطفال من جميع أنحاء الجزيرة، من مدارس دولية ومحلية. |
2013 yılında uluslararası bir mühendislik şirketinde yöneticiydim. San Francisco'da. | TED | في عام 2013، كنتُ مسؤولة تنفيذية في شركة هندسية دولية في سان فرانسيسكو. |
Ayrıca davamın tarihe geçtiğini öğrendim -- bu yeni suç adı altındaki ilk uluslararası dava. | TED | واكتشفت ايضا ان قضيتي تصنع التاريخ فهى اول قضية دولية تحت هذا المسمى الجنائي الجديد |
- Çocuk için başvurmuş. Bay Louka, anne ve çocuk için uluslar arası anlaşmalar var. | Open Subtitles | إنها قدّمت طلب للولد وهناك إتفاقيات دولية عن الأمهات والأطفال |
Şunu biliyor muydunuz: Alman ya da Fransız hükûmeti için ya da uluslararası insan hakları grubunda veya ulusal petrol firmasında çalışan bir arkadaşınız sağlam bir yabancı istihbarat hedefidir. | TED | هل تعلمون أنه إذا كان لديكم صديق يعمل في الحكومة الفرنسية أو الألمانية أو في مجموعة حقوق إنسان دولية أو في شركة نفط عالمية أن صديقكم هدف صالح للاستخبارات الأجنبية؟ |
Sanılanın aksine idare etmem gereken çok uluslu bir şirket var. | Open Subtitles | بخلاف الاعتقاد السائد فأنا عندي شركة دولية أتولى إدارتها. |
A.i.d. erdem içinde oradaydı uluslarası sözleşmelere bağlıydı. | Open Subtitles | الوكالة كانت هناك بناءً على اتفاقيات دولية |
Telefonunda yurtdışı paketi olan var mı? | Open Subtitles | هل لدى أي منكما حزمة دولية في هاتفه المحمول؟ |
Bir polis sözcüsü, bunun denizaşırı bir çocuk kaçırma örgütünün çöküşü olduğunu onayladı. | Open Subtitles | متحدث بإسم الشرطة أكد أنه تم كشف منظمة دولية لخطف الأطفال |