Başka insanların sahip olduğunu kopyalamaya karşı bir hoşnutsuzluğumuz yok, çünkü bunu durmadan yapıyoruz. | TED | ليس لدينا نفور كهذا نحو نسخ ما لدى أشخاص آخرين، لأننا نفعل ذلك دون توقف. |
Bak, başım çatlıyor ve sen oturmuş durmadan konuşuyorsun, dır dır dır! | Open Subtitles | اسمعي، أعاني من صداع نصفي وأنت تتكلمين دون توقف |
Hayır, bu sabah iyiydi. durmadan yiyordu. | Open Subtitles | كلا ، كانت جيدة هذا الصباح، و تتناول الطعام دون توقف. |
Ortam plan yapmaya uygundu çünkü durmadan anırıyorlardı. | Open Subtitles | لأنه أولئك المغنون كانوا يصرخون دون توقف |
Her halükârda bize 9 ay boyunca günbegün aralıksız pazarlıklara mal oldu, sonunda bu yıkımı önleyecek anlaşmaya varmak. Bu sadece iki sene önceydi. | TED | ولكن على أية حال، استغرق تسعة أشهر من التفاوض اليومي دون توقف أخيرا للحصول على الاتفاقية الموقعة لمنع هدمه، وكان ذلك قبل عامين فقط. |
Malcolm bir buçuk saattir hiç durmadan şikayet edip duruyorsun | Open Subtitles | مالكوم لقد مضت ساعة ونصف وانت تتشكّى دون توقف |
Tek başına durmadan New York City'den Paris'e uçan ilk kişi. | Open Subtitles | الرجل الأول الذى طار منفردا دون توقف من مدينة نيويورك إلى باريس |
Hayır, yeni editörünü etkilemek için, 7 gün 24 saat, durmadan çalışıyor. | Open Subtitles | ربما شيئاً يضايقها؟ لا، أنها تعمل دون توقف لإثارة إعجاب رئيس التحرير ذاك |
durmadan konuşuyorsun! | Open Subtitles | انتى تتكلمين دون توقف ثرثرة .. ثرثرة .. ثرثرة |
Biraraya geldiğinizden beri, durmadan yazıyor. | Open Subtitles | منذ ذلك الحين أنتما الإثنين معاً هي كانت تكتب من دون توقف |
Koca bir parça jet-lag, hiç durmadan. | Open Subtitles | ولكن عودة إلى الوراء موسم كامل. وكان أن قسما كبيرا من اضطراب. عادل دون توقف. |
Tüm gün boyunca durmadan yiyip durdum ve canım tuhaf şeyler çekti. | Open Subtitles | كنتُ أتناول الطعام طوال اليوم دون توقف و راودتني شهوات غريبة |
Arayıcı'nın, çaresiz çocukları ya da savunmasız çiftlik hayvanlarını kurtarmak için yoluna, durmadan on iki gün devam edeceği kimin aklına gelirdi? | Open Subtitles | من عساه أنّ يتخيّل بأن الباحث قدّ يسافر 12 يوماً من دون توقف. لمساعدة الأطفال، أو حيوانات ريفية بائسة. |
Buraya taşındığımdan beri hiç durmadan bu dava üstünde çalışıyoruz. | Open Subtitles | كان يجب علينا أن نعمل في هذا دون توقف منذ أن انتقلت إلى هنا |
Ondan sonra koştum, durmadan koştum. | Open Subtitles | وأخذت أجرى وأجرى، وواصلت الجرى دون توقف. |
Kıta etrafında durmadan uçan ilk insan olacak. | Open Subtitles | ستكون أول شخص يطير دون توقف فوق القارة بأكملها |
Ishkq'ın sadece durmadan konuşması değil, ayrıca hayat dolu olması hep insanları kendine doğru çeken şeydi. | Open Subtitles | ليس فقط لم العشق التحدث دون توقف ، ولكن كان لها أيضا كامل من موقف الحياة. التي تجذب دائما الناس تجاهها. |
Sabahın dördünden beri durmadan ağladı. Neredeyse Boppy'i yüzüne bastırıp boğacaktım | Open Subtitles | كان يصرخ دون توقف الساعه الرابعه صباحاً وانا كنت مستعده لخنقه بالدميه |
Sonra da Moskova'dan 13 saatlik aralıksız uçuş. | TED | لا بد أن تصل موسكو اولاً، ومن ثم الاقلاع ثلاثة عشرة ساعة دون توقف |
On yaşındayken, babam beni bir saat boyunca, durmaksızın top atma oynamaya zorladı. | Open Subtitles | عندما كنتُ في الـ 10 من عمري أجبرني أبي على الإمساك بالكرة ساعة كاملة من دون توقف |
Onları birbirlerinden uzaklaştıracağız. | Open Subtitles | حاول مناورتها دون توقف حاولوا تفريقهم وأنقضوا علي طائرة ثم الاخري |