"دون سبب" - ترجمة من عربي إلى تركي

• sebepsiz yere
• nedensiz yere
• sebep olmadan
• Durduk yere
• boş yere
• boşuna
• yok yere
• nedeni yok
• neden olmadan
• hiçbir sebep yokken
• nedensizce
• neden yokken

Bir çok eğitimli insan aptaldır, ve bir çok aptal insan sebepsiz yere kavga çıkarır, böylesi güzel bir günde.
الكثير من المتعلمين أغبياء و الكثير من الناس الأغبياء يحبون بدء معارك من دون سبب وجيه في يوم لطيف بحقّ

sebepsiz yere hergün binlerce insan ölüyor. Onlar için üzülüyormusun sanki?
الالاف يموتون يوميا دون سبب اين قلبك عليهم؟

Bulduklarımız bunlar. sebepsiz yere beyazlar giymiş ölü bir çocuk.
هذا ما لدينا ، طفل مقتول ويرتدي حلة بيضاء من دون سبب

Bir mesaj vermek istermişçesine, çiçekleri parçalamak nedensiz yere yapılacak bir şey değildir.
لقد مزقتِ الأزهار التي كانت تزين قبره. لا يمكن لأحد أن يفعل ذلك دون سبب مقنع.

Gardiyanlar ne seni ne beni iyi bir sebep olmadan sokmazlar.
من غير المرجح أن، يتركنا الحراس ليدخل أحدنا دون سبب محدد.

Durduk yere, duygusal baskı yüzünden bir pot kıracağım diye de korkuyorum.
بالرغم من أنّي أعتقد أنّي سأفتح سيلاً من العذاب العاطفيّ دون سبب مقنع

Elizabeth, ağaçlarda yaşıyorlar. Atlantis onlar için büyük bir adım olur. Ayrıca kendilerini sebepsiz yere öldürmekten vazgeçerler.
إنهم يعيشون بين الأشجار بخلاف أنه يمكنهم الكف عن قتل أنفسهم دون سبب

Neden sebepsiz yere kavga ediyorsunuz?
لماذا يتوجب عليكما ان تتقاتلا من دون سبب ؟

sebepsiz yere kardeşini öldürmeme seyirci kalmak istedin.
لقد كنت على وشك أن تجعلني أقوم بقتل أخيك من دون سبب

İnsanlar uyku uyuyamıyorlardı. sebepsiz yere hastalanıyorlardı.
لم يستطع الناس النوم وكانوا يمرضون من دون سبب ويصابون بالجنون

Hiç kimse bu kadar kişiyi böyle özenli ve sistematik bir şekilde sebepsiz yere öldürmez.
لا يقتل المرء كل هؤلاء الناس بهذه الطريقة المنهجية المحترزة دون سبب

Bu insanlar sebepsiz yere öldüler.
هؤلاء الناس ماتو من دون سب , من دون سبب , لا سبب مطلقاً

Bu insanlar sebepsiz yere öldüler.
هؤلاء الناس ماتو من دون سب, من دون سبب, لا سبب مطلقاً

İnsanlar, sebepsiz yere, etrafta dolaşıp başkalarına yardımcı olmaz.
حسنا .. الناس لا يأتون ويساعدون الاخرين دون سبب

Eğer orada olsaydı, zavallı menajeri nedensiz yere kovulmazdı.
إن كان كذلك ما كان ليطرد مديرته المسكينة دون سبب

Fakat bu birinin adamın VA'da çekilmiş filmini nedensiz yere aldığı anlamına gelir.
لكن هذا يعني أن شخص مسكين يجري عملية بالمخ الآن دون سبب

nedensiz yere hesaplarını boşaltıp, evini terk etmenden daha saçma değil.
ليس أكثر سخافة من قيامكِ بتفريغ حسابكِ و هجركِ منزلكِ من دون سبب

Demir yolu çalışanları hiçbir sebep olmadan toplanıp gitmez, değil mi?
الأعمال لم يحزموا امتعاتهم و يرحلوا دون سبب , صحيح ؟

Ama böyle bir şey gökten Durduk yere düşmez.
لكن لا يمكن لشيء كهذا أن يسقط من السماء دون سبب

Sonra da nişanlısını gördü, ağlayan onu özleyen ve boş yere öldüğünü fark etti.
ثم بعد ذلك رأى خطيبته تبكيه بشدة وتفتقده، وأدرك أنه قد مات دون سبب

Umarım sizi buraya boşuna çağırmamışızdır.
كيف حالك؟ آمل اننا لم نحضركم الى هنا يا جماعة دون سبب

- Öyle. Boş gününde yok yere işe gelmenin zavallıca olduğunu kaç kere söylemem lazım?
لكم مرة سأخبركم ان قدومك للعمل دون سبب إنه نوع من الشفقة

Düzenli doktor ziyaretlerinin nedeni yok, üstelik bir tomar para var.
الزيارات المنتظمة للطبيب دون سبب , وكمية من المال

Çavuş, neden hiçbir neden olmadan buraya çağırıldım?
أيها الرقيب، لماذا تم استدعائي الى هنا دون سبب ؟

Sonra sessiz sakin hücreler ölür, bu yüzden ortada hiçbir sebep yokken her şeyi bağırarak söylemeye başlarsın.
وبعد ذلك، عندما تموت بقية الخلايــا .سوف تصرخ من دون سبب إطلاقاً

Her gün nedensizce ölen insanlar görüyorum.
أرى الناس يموتون كل يوم من دون سبب

Tanrım, senden çok daha iyiyim. Sadece koşarak gitti ve neden yokken istifa etti.
يا الهي انا أفضل حالا منك ركض بعيدا وقدم استقالته دون سبب