İşin aslı, Dearing'in bu kadar yaklaşmasının nedeni yakalanmayacağından emin olması. | Open Subtitles | أعني، حقيقة أن (ديرينغ) إقترب هكذا يشير أنه يدبر شيئاً ما. |
Dearing'in görüntülü arama yapmak için kullandığı cep telefonu numarasını bulduk. | Open Subtitles | وجدنا رقم الهاتف النقال الذي إستخدم لبدء مكالمة الفيديو لـ (ديرينغ). |
Belki de Dearing baskın olacağını fark etti ve ekipmanı taşıttı. | Open Subtitles | ربما إكتشف (ديرينغ) أننا ذاهبين فقام بتنفريغ كل شيء من المكان. |
Dearing'in donanmada oğlu olduğunu söyledin. | Open Subtitles | قلت أن (ديرينغ) لديه إبن كان في البحرية. |
Ailevi eşleşme var. %99.9 olasılıkla Harper Dearing aradığımız adam. | Open Subtitles | وجدوا مطابقة عائلية. هناك إحتمال بنسبة 99% أن (هاربر ديرينغ) هو رجلك. |
Dearing soruşturmamız üzerinde gözü kulağı olsun istediyse o zaman neden dinleme cihazını bir ajan adayının üzerine yerleştirdi? | Open Subtitles | إذا أراد (ديرينغ) أن يبقى مطلع على تحقيقنا إذاً لما يقوم بالتجسس عن طريق عميل مبتديء؟ |
Sana Ulusal Güvenlik Kurumu'nun yakaladığı, Dearing'le Maple'ın bir yıl önceki son görüşmelerini getirdim. | Open Subtitles | أحضرت لكم حصر وكالة الامن القومي لأخر إتصالات (ديرينغ) مع (مايبل) من العام الماضي. |
NCIS'e Dearing kaybolduğundan beri şirketi kendi başına yönettiğini söyledin. | Open Subtitles | أخبرت شعبة البحرية، أنك منذ أن إختفى (ديرينغ)، أنك كنت تدير الشركة بمفردك. |
Yani, bakın Dearing kaybolmadan aylar öncesinde garip şeyler söylüyordu. - Sanırım kafayı sıyırıyordu. | Open Subtitles | أعني، (ديرينغ) كان يقول أشياء غريبة لشهور قبل إختفائه. أعتقد أنه ربما يفقد عقله. |
- Ben Dearing'in MTAC güvenlik duvarını nasıl geçtiğini merak ediyorum. | Open Subtitles | -أريد أن أعرف كيف إخترق (ديرينغ) جدار حماية الإمتاك. |
- Dearing aradıktan sonra bülbül gibi şakıdı. | Open Subtitles | -لقد أخبرني بكل شيء بعد مكالمة (ديرينغ ). |
Dearing'in bir adamı tarafından bunu yapmaya zorlandığını iddia ediyor. | Open Subtitles | إدّعى أنه أجبر على ذلك. قال أن أحد رجال (ديرينغ) إستخدم القوة عليه. |
Dearing ne derse desin, olanların senin suçun olmadığını biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنتِ. بغض النظر عما قاله (ديرينغ)، فأنت تعلم أن ذلك ليس خطأك، صحيح؟ |
- Ne yazık ki Dearing buna inanıyor. | Open Subtitles | للآسف، لدي الإحساس أن (ديرينغ) حقيقةً يصدق ذلك. |
Dearing'in yüzünü aklıma gelen bütün veri tabanlarında taratıyorum. | Open Subtitles | كنت أجري مطابقة لوجه (ديرينغ) خلال كل قاعدة بيانات إستطعت الفكير فيها. |
- Dearing Donanma Bölgesi'nde miydi? | Open Subtitles | تلك كاميرا ساحة البحرية. (ديرينغ) كان في ساحة البحرية؟ |
Dearing'in oğlunun önceden donanmaya katıldığını biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | تعرف أن (ديرينغ) كان لديه إبن في البحرية، صحيح؟ |
Sanırım Dearing olaya bu açıdan bakmadı. | Open Subtitles | تخميني أن (ديرينغ) لا يرى الأمر بتلك الطريقة. |
Bence Dearing donanmaya bir ders vermek istiyor. | Open Subtitles | أعتقد أن في عقله، فإن (ديرينغ) يحاول أن يلقن البحرية درس. |
-Bayan Deering yatalak oldu. | Open Subtitles | وبعد ذلك؟ السيدة (ديرينغ) المسكينة أصبحت عاجزة |
Bana Dearingler'den bahsedin. | Open Subtitles | أخبريني عن عائلة (ديرينغ). |