Vali Devlin'in Oswald'da güç kullanımıyla ilgili kararına yönelik halkın protestosu devam ediyor. | Open Subtitles | الصَرخَة العامة ضِدَ قرارِ الحاكِم ديفلين باستخدام القُوة في سِجن أوزولد تبقى عالية |
Devlin dolandırıcılık, haraç alma, suç örgütü kurmak ve adalete engel olmaktan | Open Subtitles | ديفلين ، الذي يقول انه لن يستقيل حتى لو حوكم عليه ب 25 عاما في السجن |
Ve Vali Devlin, özgürlüğün bedeli bu kadar pahalıyken affınızı reddediyorum. | Open Subtitles | و لذلك أيها الحاكِم ديفلين لأنهُ حتى ثمنُ الحرية يُمكنُ أن يكونَ غالياً جِداً أرفضُ عَفوَك |
Eğer Vali Devlin'i ofisinden dışarıya atabilecek dev bir dalga yaratabilirsek, kendini özgür olarak bulabilirsin. | Open Subtitles | لو خَلَقنا مَوجةً عِملاقَة و أطَحنا بالحاكِم ديفلين من مَنصِبِه رُبما سيُطلقَ سراحُك |
Vali Devlin'le olan ticari muamelelerinin | Open Subtitles | أماكِن تبادُلكَ الأعمال معَ الحاكِم ديفلين |
İzin ver, izin ver, her gün, her saat Walker'la konuşsunlar, ta ki Devlin istifa edene kadar. | Open Subtitles | دَعهُم، دَعهُم جميعاً يتحدثونَ معَ ووكَر. طوال اليوم و كُل يوم حتى يستقيلَ ديفلين |
Devlin Walker'ın basınla görüşmesini istiyor. | Open Subtitles | يُريدُ ديفلين لووكَر أن يتكلمَ معَ الصحافَة |
Saçmalık. Devlin kuruluşundan beri Em City'i parçalamaya çalışıyor. | Open Subtitles | كانَ ديفلين يُحاولُ تفكيكَ مدينة الزُمُرُد منذُ البداية |
Vali Devlin, sizi seçmiş olan adam, davranışlarının araştırılması gereken tek kişi o. | Open Subtitles | تصرفات الحاكم ديفلين التي يجب التحقيق فيها هو الرجُل الذي عيَّنَك |
Vali Devlin, olanlardan dolayı Weigert Şirketini sorumlu tutabileceğini söyledi. | Open Subtitles | قالَ الحاكِم ديفلين أنهُ سَيُحمّلُ شركَة وايغيرت تَبعَةَ أعمالِها |
Devlin göreve geldiğinden beri hayat standardı yükseldi. | Open Subtitles | تَحَسَّنَت الحياة في الولاية بعدَ تسَلُّم ديفلين مَنصِبِهِ |
Vali Devlin benden Frank'ın yerini alabilecek kişilerin bir listesini yapmamı istedi. | Open Subtitles | طَلبَ مِني الحاكِم ديفلين أن أُعِدَ لائِحَة قصيرَة من الأشخاص بدَلَ فرانك في مَنصِبِه |
James Devlin'in atadığı Baş Yargıç Ginther idamı hafifletmekle ilgili her şeye kulaklarını tıkama eğiliminde. | Open Subtitles | القاضي غِنثَر الذي عَينَهُ جيمس ديفلين مَيّالٌ لتَطنيش أي شيء يَعتَبِرَهُ مُتَساهِلاً معَ الجَريمَة |
James Devlin olayı çözmesi için kimi göndermişti? | Open Subtitles | لمَن لَجَأَ حَتى جيمس ديفلين ليَحُلَ القَضيَة؟ |
Devlin'in Vali Yardımcısı olmak üzere seçimlere katılacağınızı duyduk. | Open Subtitles | نَسمَعُ أنكَ رُبما ستُرَشِّح نَفسَكَ كنائِب للحاكِم ديفلين |
Seçim yılındayız. İmkânı yok Devlin bize bir çek yazmaz, ta ki Kasım'a kadar. | Open Subtitles | إنها سَنَة انتخابيَة، لَن يَكتُبَ لنا ديفلين الشيك |
James Devlin'i sevmiyorum, ama onu Şeytan olarak da görmüyorum. | Open Subtitles | الآن، أنا لا أُحِب جيمس ديفلين لكني لا أراهُ كأنهُ الشيطان أيضاً |
Devlin'den izin aldım Kretchmer gereken işlemleri yaptı. | Open Subtitles | حددت هذا الأجتماع مع ديفلين كريتشمر تتبعك نحن بامان |
Bana etme. Devlin, FBI'ın araştırmasını baştan beri olması gerektiği yere yönlendirdiğini söyledi. | Open Subtitles | لا تشكرينى,ديفلين قال أن المباحث الفيدراليه لم تعد تهتم بالموضوع |
Devlin'le bunu konuştum. FBI başkanını üç kere aradı. Üçünde de konuşamadı. | Open Subtitles | أجرى ديفلين ثلاث اتصالات الى مكتب المباحث الفيدراليه ولم يحصل على أى شئ |