Çalılıkların üzerinden atlıyordu. Dolunayda havlayan bir kurt köpeği gibiydi. | Open Subtitles | كانت تقفز فوق الأعشاب و تصيح مثل ذئب في ليلة مقمرة |
Çalılıkların üzerinden atlıyordu. Dolunayda havlayan bir kurt köpeği gibiydi. | Open Subtitles | كانت تقفز فوق الأعشاب و تصيح مثل ذئب في ليلة مقمرة |
O şuan da koyun kıyafeti giymiş bir kurt kötülüğünü gizliyor. | Open Subtitles | أنه ذئب في جلد خروف، يختبئ على مرأى من الجميع. |
Çünkü kimse Bangkok'ta bir kurt gördüğüme inanmazdı. | Open Subtitles | لأنه لا يوجد أحد أن يعتقد هناك ذئب في بانكوك. |
Parkta yeni bir kurt daha görülmüş. Bunun bu hafta sonunuz için-- | Open Subtitles | بالأضافه, تم رؤيه ذئب في المنتزة ما يعنيه هذا لعطلتكم... |
O kuzu postu giymiş bir kurt, seni aptal. | Open Subtitles | إنها ذئب في ثياب حمل أيها المغفل. |
- Koyun postu giymiş bir kurt gibi. | Open Subtitles | يبدو وكأنه ذئب في ملابس الأغنام. |
Kesinlikle. Kuzu kıyafetinde bir kurt. | Open Subtitles | أي ذئب في لباس الخراف. |
Kümesimizde bir kurt var. | Open Subtitles | هناك ذئب في بيت الدجاج. |
Kuzu görünümlü bir kurt. | Open Subtitles | ذئب في ثياب حمل"{\pos(192,220)}" |
Eli'yın kuzu postu giymiş bir kurt olduğunu mu söylüyorsun? | Open Subtitles | هل تقولين لي (ان (ايلي ذئب في ثياب حمل؟ |
Kuzu kılığındaki bir kurt. | Open Subtitles | "ذئب في ثياب الحِملان" |