Akan görsel dünyaları anlamak üzerine inşa edilmiş olan teknoloji sürücüsüz arabalarda kullanıyor. | TED | التكنولوجيا مبنية على فهم العوالم البصرية المتدفقة تستخدم كتكنولوجيا للسيارات ذاتية القيادة. |
Fakat bu durumda, varış noktası olmayan bir sürücüsüz araba değildir. | TED | ولكن في هذه الحالة أنها ليست سيارة ذاتية القيادة بدون أي هدف. |
Daha düne kadar sürücüsüz arabalarımız yoktu. | TED | حتى وقت قريب، لم نمتلك سيارات ذاتية القيادة. |
Peki tüm şehir sürücüsüz araçlardan oluşsaydı ne olurdu? | TED | لكن ما الذي من الممكن أن يحدث في حال كانت المدينة بأكملها ذاتية القيادة. |
Ve bütün araçlar sürücüsüz ve birbirlerine bağlı olduğunda, her şey tahmin edilebilir ve tepki süresi en aza indirilirdi. | TED | وعندما تكون جميع المركبات ذاتية القيادة ومقترنة ببعضها البعض، سيصبح حينها كل شيء متوقعاً وعندها يقل الوقت اللازم لردود الفعل. |
Bu durumda sürücüsüz araba ne yapmalı? | TED | إذاً ماذا يجب على السيارة ذاتية القيادة أن تفعل ؟ |
Bilgisayarlı görme üzerine bir sistem kurmak isterseniz, sürücüsüz araç veya robot sistemi gibi, bu tarz bir bilgiye ihtiyacınız olacaktır. | TED | وإذا أردت بناء نظام أعلى رؤية الكمبيوتر، فلنقل سيارة ذاتية القيادة أو نظام روبوتية هذا هو نوع المعلومات التي تريدها. |
Geç vakitte, zifiri karanlıkta, sürücüsüz bir araç dar taşra yolunda yavaşlıyor. | TED | الوقت متأخر ومظلم، وسيارة ذاتية القيادة تعبر طريقًا ريفيًا ضيقًا. |
sürücüsüz arabalar normal arabalardan daha güvenlidir ve bunu yapmazdım, asla. | Open Subtitles | السيارات ذاتية القيادة أكثر أمانًا من السيارات العادية ولا يُمكن أن أفعل ذلك إطلاقًا |
Benzer şekilde 5-10 yıl içinde trafikte sürücülü ve sürücüsüz araçların, birlikte yol aldıklarını göreceğiz. | TED | وعلى نفس المنوال، بعد خمس أو عشر سنوات من الآن، سنرى الشيء نفسه مع السيارات ذاتية القيادة: التعايش مع السيارات التي يقودها البشر. |
Doğa sürücüsüz bir araba gibi. | TED | تشبه الطبيعة السيارة ذاتية القيادة. |
Bu trende vagonlar hareket hâlindeyken ayrılabiliyor ve ayrı bir yol ağında hareket eden ekspres, sürücüsüz otobüsler olabiliyor. | TED | إذ في هذا القطار، تنفصل العربات تلقائياً بينما يسير القطار، وتتحول إلى حافلات سريعة ذاتية القيادة ومن ثم تتخذ مساراً في شبكة طرق ثانوية. |
Diyelim ki gelecekte, çok da uzak olmayan bir noktada, sürücüsüz arabanızla otoyolda hızla giderken diğer arabalar sizi dört bir yandan çeviriyor. | TED | لنقل أنه في مرحلة ما ليست بالبعيدة أنطلقت على الطريق السريق بسيارتك ذاتية القيادة ووجدت أن سيارك قد اُقفل عليها بالسيارات الأخرى |
Adil olmak gerekirse, sürücüsüz arabaların sürüş denkleminden insan hatasını kaldırarak trafik kazalarını ve ölümleri dramatik olarak azaltacağı öngörülüyor. | TED | والآن لنكون عادلين السيارات ذاتية القيادة متوقع لها أن تقلل كثيراً من حوادث السيارات والوفيات بأستبعاد الأخطاء البشرية من معادلة القيادة |
sürücüsüz araba teknolojisi işte bunu vadediyor; kazaların ana sebebini, yani insan hatasını ortadan kaldırmayı. | TED | هذا ما تطمح السيارات ذاتية القيادة للوصول إليه عن طريق حذف السبب الرئيس للحوادث -- وهو الخطأ البشري. |
Şimdi kendinizi 2030 yılında sürücüsüz bir araba içerisinde hayal edin, arkada oturuyor ve bu nostaljik TEDxCambridge videosunu izliyorsunuz. | TED | تخيل نفسك الآن في سيارة ذاتية القيادة سنة 2030، وأنت تجلس في الخلف وتشاهد هذا الشريط القديم ل TEDxCambridge. |
DUR işaretlerini veya yayaları, sürücüsüz araçları ve bisikletleri belirlemede kullandığımız aynı kod, doku biyopsisinde kanser hücrelerini tespit etmede kullanılabilir. | TED | نفس التعليمات البرمجية التى نستخدمها لإيجاد علامات التوقف أو المشاة، والدراجات الهوائية في سيارة ذاتية القيادة يمكن استخدامها لإيجاد الخلايا السرطانية فى عينة من الأنسجة. |
Ayrıca sürücüsüz arabalarda görüntü tanımayı tasarlamanın zor olmasının nedeni de bu ve sürücüsüz arabalardaki birçok başarısızlık da yapay zekânın şaşırması nedenlidir. | TED | وهذا هو السبب في أن تصميم إدراك الصورة في القيادة الذاتية للسيارات صعب للغاية. كما أن العديد من أعطال السيارات ذاتية القيادة هو بسبب أن الذكاء الاصطناعي اختلط عليه الأمر. |
Kanadalı araba sürücüsüz arabayı geçiyor ve işte Matthew McConaughey tarafından sürülen zipcar... | Open Subtitles | السيارة الكندية تجتاز سيارة ذاتية القيادة. zip car والآن تأتي، التي يقودها ماثيو ماكونهي. |
(Gülüşmeler) (Alkış) CA: Bu oldukça harika. Ve kısa vadede bunlar sürücüsüz değil. | TED | (ضحك) (تصفيق) هذا رائع للغاية. على المدى القصير، هذه ليست ذاتية القيادة. |