Senin ata bakışından anladım ki, sana yemin ederim sanki aynı şeyi ben yaşamışım gibi hissettim. | Open Subtitles | وَقفتُ هناك أَنْظرَ إلى ذلك الحصانِ وأقسمُ أني شَعرتُ كأن ذات الشيء قد حصل معي |
aynı şeyi yapan ama yakalanmayanlar var çünkü ünlü biri değil. | Open Subtitles | .كان هناك عدة مغنين حدث لهم ذات الشيء مع هذا المؤلف، ولكن لم يتم القبض عليهم وذلك لأنه ليس مشهورا |
Fikir ayrılıklarımız bir yana hepimiz aynı şeyi istiyoruz. | Open Subtitles | أيّما تكون أوجه الاختلاف بيننا فإنّنا جميعًا نسعى لإيجاد ذات الشيء |
Aynı şey bilginin tüketimi için de geçerli. | TED | ينطبق ذات الشيء دائما كلما فكرت في المعلومات. |
Fırsatın olsaydı aynı şeyleri onun için de yapardın, biliyorum. | Open Subtitles | وكنت لتفعل ذات الشيء له |
Bazen bir görüntü ayni seyi temsil edebilir. | Open Subtitles | أحياناً فإن عدداً من الصور يمكن أن تعكس ذات الشيء |
Bu çok komik,... bizede bugün birkaç müşteri aynı şeyi sordu. | Open Subtitles | ذلك أمر مضحك جداً، لأننا في الواقع حصلنا على أحد قد سألنا عن ذات الشيء |
Ama eminim senin için de aynı şeyi yapardı. | Open Subtitles | و لكنني واثقٌ من إنّه سيفعل ذات الشيء بالنسبة لك |
aynı şeyi burada da yapmak mümkün mü, merak ediyorum. | Open Subtitles | وكنت أتساءل إن كان من الممكن تكرار ذات الشيء. |
Bu sabah meslektaşlarımla bir araya geldik, ben de aynı şeyi söyledim. | Open Subtitles | عندما اجتمعنا أنا وزملائي هذا الصباح، قلت ذات الشيء |
Bu çok komik,... bizede bugün birkaç müşteri aynı şeyi sordu. | Open Subtitles | ذلك أمر مضحك جداً، لأننا في الواقع حصلنا على أحد قد سألنا عن ذات الشيء |
Bu biraz tuhaf oldu çünkü aynı şeyi biz yaptık... hem de tıpatıp aynısını. | Open Subtitles | حسناً، هذا أمر غريب لأننا فعلناه حرفياً ذات الشيء تماماً |
Ama şu anda teslim olarak en doğrusunu yaptım ve umarım sen de aynı şeyi yaparsın. | Open Subtitles | ولكني افعل الصواب بإستسلامي وآمل ان تفعل ذات الشيء |
Günün birinde sen de aynı şeyi yapacaksın ve o sınırı geçersen, ...Onlar düğmeye basmadan onları yakalamayı ümit etsen iyi edersin. | Open Subtitles | يوماً ما، ستفعلين ذات الشيء وإن عبرتي ذلك الخط، ستتمنين لو أنك قضيتي عليهم |
diye düşündüm. "Aman Tanrım, belki ben de aynı şeyi bu sıkıcı gazetelere yapabilirim" | TED | وفكرت "يا إلهي، من الممكن أن أفعل ذات الشيء مع الصحف المملة"ـ |
Ben de aynı şeyi hissediyorum. | Open Subtitles | تعلمين ، أنا أشعر ذات الشيء أيضا |
Çünkü ne zaman gelecekteki insanlarla ilgili bir film ya da program izlesem hepsi aynı şeyi giyiyor. | Open Subtitles | لأنني كلما شاهدت فيلماً أو برنامجاً تلفزيونياً، فالناس في المستقبل... جميعهم يلبس ذات الشيء... |
Şey... Eminim o da aynı şeyi söylerdi. | Open Subtitles | انا بالتاكيد انها كانت لتقول ذات الشيء |
Kuruluşlar para arzını kontrol ettiklerinde de Aynı şey oluyor. | TED | ذات الشيء يحدث عندما تتحكم المؤسسات في العرض النقدي. |
ve bazı insanlar çıkıp bugün Aynı şey olacağını anlatıyorlar, görmek istediğimiz şey bu Yüzyilda halıhazırda görüyoruz. | TED | إذن هناك من يخبروننا أن كل هذا سيعاد حدوثه اليوم، أننا سنشهد ذات الشيء في هذا القرن. |
O da aynı şeyleri söyledi zaten. | Open Subtitles | قال ذات الشيء |
Ikiniz de ayni seyi istiyorsunuz. | Open Subtitles | يا إلهي، لديك الشخص المناسب عندك. كلاكما تريدان ذات الشيء. |