ويكيبيديا

    "ذات مرّة" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Bir keresinde
        
    • bir zamanlar
        
    • bir kez
        
    • Bir seferinde
        
    • bir kere
        
    • bir defasında
        
    • Eskiden
        
    • Bir ara
        
    • birinde
        
    • zamanında
        
    • Daha önce
        
    Sen doğmadan önce Bir keresinde bir donanma gösterisine gitmiştim. Open Subtitles ذات مرّة ، ذهبتُ لأشاهد عرضاً للبحرية كان قبل ولادتكِ
    Benim küçük kız Bir keresinde koca bir kova oyun hamuru yemişti. Open Subtitles أؤكد لك، أكلت ابنتي الصغيرة ذات مرّة علبة كاملة من عجينة اللعب
    Bir keresinde yüksek IQ'ya sahip olmanın banyo yapmamak için mazeret olmadığını söylemişti. Open Subtitles أخبرني ذات مرّة أنّ وجود معدّل ذكاء عالي لديّ ليس عذراً لعدم الإستحمام
    Çünkü bir zamanlar bunu yapacak olan genç adam bendim. Open Subtitles لأننى ذات مرّة من قبل كنت ذلك الشاب الذى فعلها
    Ben bir zamanlar asistandım ve o durumda olunca alınmış ve sert oluyorsun. Open Subtitles كنت مساعدا ذات مرّة وحين تكون في تلك الوضعية، ستصبح ممتعضا وتشعر بالمرارة
    Ama sanırım bir kez onun çatıda olduğunu duydum. Open Subtitles لكنّ، أعتقد أنّني سمعته على السّقف ذات مرّة
    Bir seferinde kokpite girdiğimde onu pilotun dizinde otururken, ona uçuşta yardım ederken gördüm. Open Subtitles ذات مرّة دخلت مقصورة القيادة ورأيتها جالسة على حجر الطيار تساعده في قيادة الطائرة
    Sen dogmadan once Bir keresinde bir donanma gosterisine gitmistim. Open Subtitles ذات مرّة ، ذهبتُ لأشاهد عرضاً للبحرية كان قبل ولادتكِ
    Bir keresinde, evine giren biri tarafından vurulan bir adam vardı. Open Subtitles ذات مرّة كان هناك رجل أرديَ من قبل شخص إقتحم منزله،
    Ben vampir olmadan önce beni Bir keresinde dönme dolabın tepesine çıkartmıştın. Anladım. Open Subtitles أنت من قفز بي لأعلى دولاب دوّار ذات مرّة قبلما أصير مصّاصة دماء.
    Bir keresinde birisi bana krallığımın uzun zamandır acı içinde olduğunu söylemişti Open Subtitles قال لي أحدهم ذات مرّة أنّ مملكتي ظلّت تعاني لزمن طويل جدّاً
    Bir keresinde bir morga gittim ve orada otopsi yapılmış bir ceset gördüm. Open Subtitles ذهبت ذات مرّة إلى المشرحة و شاهدت جثّة مشرّحة
    Hiçbir şeye mazeret göstermek istemiyorum. Bence olanlar korkunç şeyler. Bir keresinde onu durdurmaya çalışmıştım. Open Subtitles حاولت ذات مرّة أن أوقفه عن فعل الأشياء البشعة
    Berberim Bir keresinde; "Başlattığın şeyi bitirmek önemlidir." demişti. Open Subtitles قال لي حلاّقي ذات مرّة أنّه من المهم أن تستكمل ما بدأته
    Vücudunuzdaki her atom bir zamanlar patlayan bir yıldızın içindeydi. Open Subtitles كل ذرّة بأجسادكم كانت ذات مرّة داخل نجم قد تفجّر
    Hayat standardına gelince, bir zamanlar bilge bir kişi... ..gerekli olmayan şey günahtır demişti. Open Subtitles أمّا فيما يتعلق بالنموذجيّة فهناك حكيم قال ذات مرّة أن الخطيئة موجودة في الأشياء غير الضّرورية
    bir zamanlar sorumluluklarla dolu bir hayatı seçtim... Open Subtitles لقد إتخذت خياراَ ذات مرّة أن أعيش حياة المسؤولية
    bir kez tatile gitmiştik. Onu almayı unutmuş. Open Subtitles ذات مرّة ذهبنا في إجازة، ونسيتُ أن آخذه.
    Kapına gelmiştik bir kez; aç, susuz ve yurtsuz. Aman dilemiştik. Open Subtitles أتينا إياكَ ذات مرّة نتضوّر جوعاً ومُشردين ونحتاج لمساعدتكَ
    Bir seferinde, keseli bir sıçan bacada sıkışmıştı. - Duman bunun gibi geliyordu. Open Subtitles حسناً ، ذات مرّة حُوصرتُ بغرفة دخل إليها الدخان هكذا
    bir kere birkaç çöp patlatmaya çalıştım, ayağımı parçalıyordum. Open Subtitles حاولت التخلص مِن القمامه بواسطته ذات مرّة وكاد أن ينسف قدمي.
    bir defasında yolcu aracı eğitmiştim ama asla kalkamadı. Open Subtitles أنا تدرّبت لمهمّة مكوك ذات مرّة ولكن لم يتح لي فرصة الذهاب أبداً
    Birisi Eskiden bazı olayların acı ya da tatlı şekilde sonuçlanabileceğinden bahsetmişti. Open Subtitles أخبرني شخص ذات مرّة أن الظروف قد تجعل الشيء سمًا أو رحيقًا.
    Bir ara sinemaya gitmek ister misin? Open Subtitles هل تودين الذهاب معى ذات مرّة إلى المسرح ؟
    Bir keresinde hayatım buna bağlıymış gibi savaşmamı çünkü günün birinde bağlı olabileceğini söylemiştin. Open Subtitles نصحتني ذات مرّة بخوض القتال وكأن حياتي رهينة به لأنه ذات يوم قد تكون حياتي رهينة بقتالي، وها قد حلّ ذلك اليوم.
    Çünkü zamanında burada çalışan bir kız arkadaşı vardı. Ayrılır ayrılmaz kızı şutladı. Open Subtitles لأنّه كان لديه خليلة ذات مرّة كانت تعمل هنا، وانفصلا، فقام بطردها بسرعة.
    - Daha önce çıkma teklif etmişti. Ama utanç verici bir şekilde başarısız oldu. Open Subtitles . طَلب منها الخروج معه ذات مرّة كان فشلا ذريعا

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد