Bir gün üzerinde beğendiğim bir grubun tişörtü vardı, sonra işte konuşmaya falan başladık. | Open Subtitles | ذات يوم كان يرتدي أحد الملابس الرياضيّة لأحَد الفرق التي أحببتُها، لذا بدأنا فالتحدث عن ذلك |
Demek istediğim Bir gün burada ve ertesi gün ise... | Open Subtitles | أعني ذات يوم كان هنا، وفي اليوم التالي... |
Bir gün çizim yaparken, kulağına boya bulaştırmış ben de muzlu puding sandım, sonuç olarak... | Open Subtitles | ذات يوم كان لديه لوحة رسم ولقد طار بعضًا من الطلاء إلي أذنه فحسبت أنه (بودنج للموز) |
Bir zamanlar fakir bir çoban vardır ve günün birinde bir mağara bulur.. | Open Subtitles | ذات يوم كان هناك راعي فقير الذي عثر على كهف |
Bir zamanlar bir bankaya girince size bir hesap açarlar ve altın külçelerine yönlendirirlerdi. | Open Subtitles | ذات يوم كان بإمكانكم أن تدخلوا إلى مصرفٍ ما، وسوف يفتحون لكم الخزنة ومن ثم يشيرون لكم إلى قطعة من ذهب |
Bir gün hastalardan biriydi. | Open Subtitles | ذات يوم كان مجرد مريض آخر... |
Bir zamanlar bütün krallığı yok etmek isteyen güçlü bir büyücü varmış. | Open Subtitles | ...ذات يوم كان هناك ساحر خارق أراد تدمير المملكة بأسرها |
Bir zamanlar bir Kral ve çok sevdiği bir kızı varmış. | Open Subtitles | ذات يوم كان هناك ملك وأبنته |
Bir zamanlar Transilvanya için cesurca savaşan büyük, yakışıklı bir prens varmış. | Open Subtitles | ..ذات يوم كان هناك أمير عظيم ووسيم (قاتل بشجاعة لآجل (ترانسلفانيا |