İnsanları değiştirip hafızalarını kaybetmelerini sağlayabilen bir güç. | Open Subtitles | قوة يتحكم بهـا بالآخرين ويجعلهم يفقدون ذاكرتهم |
Bazen hafızalarını tazelemek vakit alıyor. | Open Subtitles | في بعض الأحيان أستغرق وقتاً في أنعاش ذاكرتهم |
Aşırı statik elektrik yükü Leela'yı çarptı. Ve ikisinin de yakın dönem hafızalarını siliverdi. | Open Subtitles | مما ادى الى خروج كهرباء ساكنة ادت الى تدمير ذاكرتهم قصيرة المدى |
Bazı hastaların hafızaları bir günde geliyor, ve bazılarının asla! | Open Subtitles | يوم خلال ذاكرتهم يستعيدون المرضى بعض والبعض ابدا يفعل لا |
Yüklenicilerle temasta bulunan sıradan insanların hafızaları silinir. | Open Subtitles | الناس العاديون الذين كانوا على اتصال مع المتحكمين محي الحادث من ذاكرتهم |
İnsan travma geçirirse hafızasını bile kaybedebilir. | Open Subtitles | يُمكن للناس أن يفقدوا ذاكرتهم إن أُصيبوا بصدمة كبيرة. |
Kendi topladıkları hatıralarla sana yükleme yapmak istiyorlar. | Open Subtitles | يريدون أن يطبعوك مع ذاكرتهم الجماعية الخاصة |
Son iki sayı yayınını dinleyen kişiler hafızalarını yitirdi. | Open Subtitles | كلّ من استمع لآخر بثين للأعداد مسحت ذاكرتهم |
Bunu kesinlikle yapabileceğini, ev sahiplerini aktive edebileceğini ve sonra kimse fark etmeden hafızalarını silebileceğini söylüyor. | Open Subtitles | يقول أنك تستطيع فعل ذلك بالضبط، تفعل المضيفين ثم تمسح ذاكرتهم دون علم أي أحد. |
Bu da klonlarının kabinlere ulaşıp hafızalarını aktarmaya fırsat bulamadan yok edildiklerini anlamına geliyor olmalı. | Open Subtitles | هذا يعني يجب أن ينتهي الأستنساخ قبل أن يتمكنوا من فرصة للعودة إلى الكبسولات وتتابع ذاكرتهم |
Seksenlerindeki çiftlerimizden bazıları birbirleriyle münakaşa ediyor, her gün, fakat diğerine gerçekten güvenebileceklerini hissettikleri sürece zor zamanlarında, bu kavgalar hafızalarını olumsuz etkilemiyor. | TED | بعض الأزواج الثمانينين لدينا يمكن أن يجاهد بعضهم البعض يوم بعد يوم، ولكن طالما أنهم شعروا أن بإمكانهم الاعتماد حقا على الآخر عندما تأزم الوضع، لم تؤثر تلك الخلافات سلبا على ذاكرتهم. |
hafızalarını silin ve sokağa geri bırakın. | Open Subtitles | امسح ذاكرتهم وارمهم فى الشارع الخلفي |
Sen melek, hafızalarını sil. | Open Subtitles | أنت أيها الكائن السامي امسح ذاكرتهم |
Benim işim böylelerinin hafızalarını tazelemek. | Open Subtitles | عملى هو ان انعش ذاكرتهم |
hafızaları geri gelmeden önce, sakin ve mantıklı kadınlardı. | Open Subtitles | قبل أن يستعيدوا ذاكرتهم كانوا نساء عقلانياتَ وهادئاتَ. |
Çünkü bazı hastalar hafızaları geri geldiğinde travmayı da hatırlayacaklarından korkar. | Open Subtitles | لأن بعض المرضى يخشون أن لو عادت ذاكرتهم سيتذكرون كل معاناة الإصابه , لكن هذا لا يحدث |
Bütün çalışanların her vardiya sonu hafızaları silinir. | Open Subtitles | الطاقم بأكمله تحذف ذاكرتهم عند إنتهاء كل مناوبة |
İnsan travma geçirirse hafızasını kaybedebilir de Jeong Won'un kalbinin durduğu gün ailesini bile hatırlayamadı. | Open Subtitles | يُمكن للناس أن يفقدوا ذاكرتهم إن أُصيبوا بصدمة كبيرة. عندما كان "جانج-ون" يحتضر لم يكُن يتذكر أي شيء عن عائلته. |
Bazı hastalarımız hafızasını geri hatırlamaktan korkarlar... | Open Subtitles | لأن بعض المرضى يخشون أن لو عادت ذاكرتهم |
Bu sayede hafızasını sildiğin diğer kişileri buldum. | Open Subtitles | هكذا وجدت الآخرين الذين محوتَ ذاكرتهم. |
Kendi topladıkları hatıralarla sana yükleme yapmak istiyorlar. | Open Subtitles | يريدون أن يطبعوك مع ذاكرتهم الجماعية الخاصة |
Bu ânı hafızalarına sonsuza dek kazıyacak bir şekilde. | Open Subtitles | بطريقة تخلد هذهِ اللحظة في ذاكرتهم الى الابد |
İşimize yarayabilecek bir şey hatırlıyorlar mı diye. | Open Subtitles | لرؤية إذا هنالك أمر ما في ذاكرتهم بإمكاننا إستخدامه. |