Bu fazteziden Bıktım. Uzun zaman önce geride bıraktığım biriydin. | Open Subtitles | ضقت ذرعًا بهذا الخيال، إنّك امرأة تركتها منذ دهر سحيق. |
İkisiyle çalışmaktan Bıktım çünkü. | Open Subtitles | فتى الكشّافة أم القاتل؟ لأنّي ضِقتُ ذرعًا بالعمل مع كليْهما. |
Bu cadılardan da, bebeğim hakkında yaptıkları öngörülerden de Bıktım usandım. | Open Subtitles | ضقت ذرعًا بأولئك الساحرات وتحذيراتهن بشأن جنيني. |
Burada hâlâ bir işe yaradığımı kanıtlamaya çalışmaktan sıkıldım. | Open Subtitles | ضقت ذرعًا من محاولة برهنة استمرارية أيّ قيمة لي هنا. |
İnsanlar korkmuş ve kızgın durumda. Dürüst olmak gerekirse, ben de erteleyip durmaktan sıkıldım. | Open Subtitles | أفراد القطيع خائفون وغاضبون، وبصراحة ضقت ذرعًا بالمماطلة. |
Elena'nın zor günler yaşadığını duymaktan sıkıldım artık. | Open Subtitles | ضقت ذرعًا من سماع وصفكم كم كان الوضع شاقًّا عليها. |
Bağırıp durma, yoksa ağzını yüzünü dağıtırım senin! Bıktım be! | Open Subtitles | كف عن الصراخ أو سوف أقوم بنحر عنقك لقد ضقت ذرعًا بك |
Artık başkalarının benim için fedakârlık yapmasından benim kavgamı etmelerinden Bıktım. | Open Subtitles | ضقت ذرعًا بتضحية الآخرين لأجلي وقتالهم في معاركي. |
Kökenlerin şehre gelmesinden beri iyi insanların kurban edilip çöp tenekelerine atılmasından Bıktım usandım artık. | Open Subtitles | ضقت ذرعًا بسقوط أناس صالحون ضحايا للنفايات التي جلبها الأصليون للمدينة. |
Bu ses tonuyla konuşmandan Bıktım artık! Babam olmadığını ne zaman fark edeceksin? | Open Subtitles | ضقت ذرعًا بلجوئك لتلك النغمة، متى ستدرك أنك لست والدي؟ |
Dezavantajlı olmaktan Bıktım artık. Ölümüme neden olan şey de buydu. | Open Subtitles | ضقت ذرعًا بكوني في وضع ضعيف، فهذا ما تسبب بمقتلي. |
Son zamanlarda yaptığım tek şey onun arkasını toplamak ve ben bundan Bıktım artık. | Open Subtitles | الأمر مُتعلّق بتنظيفي وراء فوضاؤه، وهذا كل ما أفعله مؤخّرًا ولقد ضِقت ذرعًا من ذلك. |
Bıktım usandım bu durumdan. - Sanki kendimi... | Open Subtitles | وقد ذقتُ ذرعًا من ذلك، وأشعر وكأنني على وشك... |
Ailemi hastanelerde ziyaret etmekten Bıktım. | Open Subtitles | الضلوع! ضقت ذرعًا بزيارة أفراد أسرتي في مستشفى. |
Ailemi hastanelerde ziyaret etmekten Bıktım. | Open Subtitles | الضلوع! ضقت ذرعًا بزيارة أفراد أسرتي في مستشفى. |
Bu silahın bana doğrultulup durmasından çok sıkıldım artık. | Open Subtitles | بدأت أضيق ذرعًا بتصويب هذا السلاح الخسيس نحوي. |
Buradan çok sıkıldım ve işime burnumu sokmasaydın sana da bunu aynen söylerdim. | Open Subtitles | ضقت ذرعًا من هذا المكان، وكنت لأقول لك هذا إن لم تتدخل في شؤوني مرّة أخرى. |
Ben burada yaşamaktan sıkıldım, sen sıkılmadın mı? | Open Subtitles | حسنٌ، ضقت ذرعًا بالعيش هنا، ألست كذلك؟ |
Şu kadarını söyleyeyim Stefan, New York City'yi birbirine katmaktan sıkıldım. | Open Subtitles | حسنٌ، يمكنني إخبارك بأمر يا (ستيفان)، ضقت ذرعًا بتمزيق مدينة (نيويورك). |
Nesnel ögelerden çok sıkıldım. | Open Subtitles | لقد ضقتُ ذرعًا من التمثيل الموضوعيّ. |
Yalnız olmaktan sıkıldım. | Open Subtitles | ضقت ذرعًا بكوني بمفردي |