ويكيبيديا

    "ذعر" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • panik
        
    • panikledi
        
    • korku
        
    • paniğe
        
    • paranoya
        
    • paniği
        
    Dün karın panik içinde bize geldi ve ineğinin öldüğünü söyledi. Open Subtitles بالأمس ، جاءت زوجتك إلينا في ذعر وقالت إن بقرتك ماتت.
    Yani Almanlar panik içinde Fransa'yı yenmeleri iki kat uzun zaman alacak. Open Subtitles , لذا الألمان في ذعر أنه سيأخذ منهم مرتين أطول لهزيمة فرنسا
    Protestanların Katoliklere karşı bu saldırısı ortaya çıkarsa herkes panik olur. Open Subtitles أن البروتستانت يخططون لشنّ هجوم ضد الكاثوليك سيكون هناك ذعر وانتقام
    Sence, sana panik atak konusunu anlatmam bir numara mıydı? Open Subtitles تظنُ أن فضفضتي بشأن أن تأتيني نوباتُ ذعر هو تلاعب؟
    Upton, muhtemelen Cho ile Vega'yı görünce panikledi suç ortağına teslim olmasını ya da kaçmasını söyledi. Open Subtitles الأرجح أنّ (أبتون) ذعر حينما رأى (تشو) و(فيغا)، وقال لشريكه أن يعترف أو يهرب، وقتله بغتة.
    Gözünü kaybetmiş üçüncü kişiyi getirdiğimizde dışarı çıktım ve panik atak geçirdim. Open Subtitles ،عندما أدخلنا ثالث رجل بلا عينين هرعت الى الخارج وأُصبت بنوبة ذعر
    Eğer haber duyulursa toplu panik yaşanır, isyanlar çıkar. İnsanlar birbirini öldürür. Open Subtitles إن أنتشر هذا الخبر فسيصير هناك ذعر عالميّ وسيقتل الناس بعضهم البعض
    Ben de henüz öğrendim. panik halinde buraya gelmişler. Open Subtitles حصلت عليها من فم الحصان كانوا في حالة ذعر فحسب
    Eddie, şu anda panik içerisindeyim. Seninle konuşmalıyım. Open Subtitles إيدي ، أنا في حالة ذعر غريبة أحتاج لأن أتحدث إليك.
    Bu haber, rakunlar arasında panik dalgasına yol açtı. Open Subtitles هذا الخبر قد ارسل رسالة ذعر في قلوب الراكون
    - Connie, panik yaşanması mümkün mü? Open Subtitles كوني هل من الممكن توقع حالة ذعر أكثر من الي رأيناها في روسيا ؟
    Her neyse. Tam anlamıyla bir panik atak krizi geçiriyor ve bayılıyor. Open Subtitles على أي حال، وقال انه يذهب الى بنوبة ذعر كاملة، وكان يمر بها.
    Kafede araba kazasına sebep olan bir panik atak yaşadığını belirtmiştin. Open Subtitles في المقهى، ذكرتم بنوبة ذعر... ... التي أدت إلى حادث سيارة.
    Duygu yok, panik yok. Mermi kovanları topluyor. Open Subtitles دون عواطف دون ذعر التقط بقايا رصاصه النحاسي
    panik yapmadan evden çıkmak zorunda kalacağın durumlar oluştur mesela. Open Subtitles وأن تسيطري على مشاعرك حتى تستطيعين الخروج من المنزل من غير خوف أو ذعر
    Belki de panik yüzünden odadan sesler... vesilahlıadamiçerigirerken arka plandaki çığlıklar yükselene kadar... mecburi bir son dakika tartışması olacaktı. Open Subtitles ربما مناقشة آخر لحظة حتى تتحول ضوضاء الغرفة إلى ذعر وتصدر صرخات الناس بدخول الرجل المسلح
    - panik geçirmeme sebep olacak. Open Subtitles ماذا ؟ من المؤسف بالنسبة لى أن أتسبب فى حالة ذعر
    Kafası karışan ve ağların içine sürülen yunusbalıkları panik yapıyor. Open Subtitles تشوشها وتقربها الى داخل الشباك، ذعر الدلافين.
    Upton, muhtemelen Cho ile Vega'yı görünce panikledi suç ortağına teslim olmasını ya da kaçmasını söyledi. Open Subtitles الأرجح أنّ (أبتون) ذعر حينما رأى (تشو) و(فيغا)، وقال لشريكه أن يعترف أو يهرب، وقتله بغتة.
    ...buna rağmen bu korku, salgın boyutlarına ulaştı. Open Subtitles على الرغم من هذه الحقيقة، فقد بلغ ذعر أبعادا مقلقة.
    Biliyorum, paniğe kapıldık ama yeni bir kurban vermektense riske girmeliyiz şef. Open Subtitles أي شخص لديه حبة أحقاد لطحنها أعلم أننا في ذعر المخاطرة لكنني أحبذ
    Halüsinasyon görüyor paranoya var ve bir tür okul dönemi şizofrenisi. Open Subtitles .. إنه يعاني من هلوسة بصريه .. ذعر نوع من مرض الفصام
    bir ruh çağırma toplantısında... şaman duyumsal bir paniği yönetir. Open Subtitles في جلسة استحضار الارواح الشامان-الوسيط الروحي - يقود ذعر حسّي

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد