Biz dört kişiydik, bir değil, ve şansımıza erkek yoktu | TED | كنا أربعة، وليست واحدة ، ولحسن الحظ بلا أولاد ذكور. |
Bazı kültürlerde ebeveynler erkek çocuk sahibi olmayı daha çok seçiyor. | TED | إنهم ، في بعض الثقافات، يختارون إنجاب ذكور أكثر من النساء. |
Tamamı erkek olan araştırma ekibiyle bütün mahrem yerlerimi özenle paylaştım. | TED | فقد شاركت بمعاناة أجزاء جسدى الخاصة مع كل ذكور فريق التحقيق |
Salladığı dokunaçlar, tüm erkek örümceklerde olduğu gibi spermle doludur. | Open Subtitles | اللامسات التي يلوّح بها كلامسات كل ذكور العناكب محمّلة بالمنيّ. |
Ve farklı popülasyondaki erkekler kulak misafiri içinde olduklarında, cümleler sıklıkla değiştirilir, belki yeni şarkılar onları dişilerle çiftleşmek için daha cazip kılıyordur. | TED | عندما تتغذى ذكور الحيتان المنتمية لتجمعات مختلفة على مقربة، غالبًا ما يتم تبادل العبارات، ربما لأن الأغاني الجديدة تجعلها أكثر جاذبية للإناث الخصبة. |
Aile köpeğinizden bahsetmiş olabileceğin herhangi bir erkek var mı? | Open Subtitles | اي ذكور في حياتك قد تكوني اخبرتهم عن كلب العائلة؟ |
erkek kutup ayıları kış devriyesinde, fakat yiyecek bulması çok zor. | Open Subtitles | ذكور الدببة القطبية في سباتهم الشتوي لكن يوجد القليل من الطعام |
Biri Batı Hindistanlı, bir Afrikalı, üç Çinli, hepsi erkek. | Open Subtitles | واحد من أصل هندي وآخر أفريقي وثلاثة صينيين جميعهم ذكور |
erkek kediler bazen yapıyor bunu. Senden hoşlandığı anlamına geliyor. | Open Subtitles | إنه شيء تفعله ذكور القطط أحياناً إنه يعني أنه يحبك |
erkek İmparator Penguenlerin yumurtalarını bacaklarının arasına alıp ısıttığını biliyor muydun? | Open Subtitles | هل تعلم أن ذكور البطاريق تبقي بيوضها دافئة بموازنتهم على أقدامهم؟ |
Uzağa kaçsalar bile erkek güveler dişi güvelerin kokusunu yemeden uyumadan takip edecek. | Open Subtitles | حتى لو انهم بعيدا ذكور العث تتبع رائحة الإناث بدون أكل أو نوم |
Özel eğitime ihtiyaç duyan her üç öğrenciden ikisi erkek. | TED | ثلثا الطلبة في البرامج الإصلاحية الخاصة ذكور. |
erkek şempanzeler genellikle yavrulara pek ilgili olmaz ama konu siyaset yapmaya geldiğinde yavrulara çok ilgili olur, onlarla oyun oynarlar ve dişilere yalakalık yaparlar. | TED | ذكور الشمبانزي بالأحوال العادية ليس لديهم اهتمام خاص بالصغار، لكنهم عندما يقومون بحملات من هذا النوع، فانهم يولون اهتماما خاصا للصغار ويداعبونهم، ويحاولون تملق أمهاتهم. |
Çiftleşme döneminde ve ilgilendikleri bir dişi olduğunda erkek şempanzelere yemek yemeden bir hafta geçirebilir. | TED | ذكور الشمبانزي بإمكانها البقاء لأسبوع بلا طعام في حال وجود أنثى شبقة وكانوا مهتمين جنسيا بها. |
Örneğin başkalarının koalisyonlarını bozmanız lazım ve erkek şempanzeler bunu oldukça sık yapıyor. | TED | على سبيل المثال عليك أن تفسد أحزاب الآخرين وهذا ما يفعله ذكور الشمبانزي أحياناً. |
Meslektaşlarımız, erkek ve dişi aslanlara GPS (küresel konumlandırma sistemi) takip tasması taktılar ve onların avlanma davranışlarını havadan haritaladık. | TED | وقد وضع زملائنا في الحملة أطواق تتبع في رقاب ذكور وإناث الأسود، وقمنا بملاحظة وتسجيل سلوكيات الصيد الخاصة بهم من الجو. |
Ve gördük ki, erkek aslanlar düşündüğümüz gibi tembel avcılar değillermiş. | TED | ولكن ما وجدناه أن ذكور الأسود ليست بصيادين كسالى كما كنا نعتقد. |
Ve bu da, avlanan erkek ve dişi aslanların göz seviyesinden görüş açıklığını gösteriyor. | TED | وهذا هو مدى الرؤية الفعلي على مستوى العين المجردة لكل من ذكور وإناث الأسود |
Hayır, tarih öncesi erkekler herhalde böyle cinsel ilişkiye gidiyordu. | Open Subtitles | لا، من المحتمل ان هذه طريقة ذكور ما قبل التاريخ في ممارسة الجنس |
Küresel Medya Gözetleme Projesi kadınlar tarafından hazırlanan haberlerin klişelerle mücadele etmeye erkeklerin hazırladıklarından daha yatkın olduğunu belirtiyor. | TED | و قد وجد مشروع رصد الأعلام العالمي أن القصص التي ترويها المرأة أكثر تحدي للقوالب النمطية التي يرويها صحفيون ذكور |
Zor kullanan sübyancıların yüzde 99'u erkektir. | Open Subtitles | تسعة وتسعون بالمائة كُلّ الشواذ جنسياً العَنيفون ذكور. |
Biz hâlâ erkeğiz ve erkekler hayvandır. | Open Subtitles | مازلنا رجال،دوماً، و دوماً رجال،ذكور من هذا النوع. الرجال، ذكور من هذا النوع. |
Bir dişi 15 yaşlarına eriştiğinde bu toplantılar diğer gruplardan erkeklerle çiftleşmek için bir imkân sağlar. | TED | بمجرد بلوغ الأنثى سن الخامسة عشرة تقريبا، تصبح الاجتماعات فرصًا للتزاوج مع ذكور من مجموعات أخرى. |
Aslında çok ilginç, alfa erkekleri bunu yaptıklarında tarafsız oluyorlar. | TED | هذا ممتع جداً بالنسبة لي فإن ذكور الفا حين يفعلون ذلك، يلتزمون الحياد. |