| senin gibi akıllı bir orospu çocuğunun benim için çalışması işime gelir. | Open Subtitles | يمكنني أن أستخدم وغداً ذكياً مثلك ليعمل لديّ |
| Söylesene McDonald, neden senin gibi akıllı bir delikanlı böyle hırsızlarla takılıyor? | Open Subtitles | أخبرني (ماكدونالد)، لماذا شخصاً ذكياً مثلك يقحم نفسه مع مجموعة من المتجولين؟ |
| Asla senin gibi akıllı olmadım. | Open Subtitles | لم أكن أبداً ذكياً مثلك |
| Sizin kadar akıllı biri, bunu dikkate muhtemelen almıştır. | Open Subtitles | إن رجلاً ذكياً مثلك ربما يكون قد فكر بهذا |
| Sizin kadar akıllı birinin muhtemelen planı vardır. | Open Subtitles | إن رجلاً ذكياً مثلك ربما يكون لديه خطة |
| Oo, Sizin kadar akıllı biri, bence, başka türlü düşünür. | Open Subtitles | -هذا كذب -إن رجلاً ذكياً مثلك يفكر بطريقة أخرى |