| Çıktığın an o mektubu yok edecek kadar akıllı olduğunu varsayıyorum. | Open Subtitles | اعتقد انك ذكية كفاية لتدمر هذا الشيء من الثانية التي دعوك فيها تخرج |
| Ne zaman pes edeceğimi bilecek kadar akıllı değildim. | Open Subtitles | لست ذكية كفاية لكي ارعف متى اترك الامر |
| Bunları yapacak kadar akıllı mıyım? | Open Subtitles | هل أنا ذكية كفاية لأقوم بذلك؟ |
| O böyle bir şey düşünecek kadar zeki değildi. | Open Subtitles | انها فقط لم تكن ذكية كفاية لتأتي بفكرة كهذه |
| Bence bu sorunun cevabını bilecek kadar zekisin. | Open Subtitles | أعتقد بأنك ذكية كفاية لتعرفى إجابة هذا السؤال |
| Aptallaştığımı bilecek kadar zekiyim. Konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | أنا ذكية كفاية لأعرف أنّي كنتُ حمقاء" "هل يُمكننا التحدث؟ |
| Wendy, Henry'den korkacak kadar yeterince zeki ve korku bir avantaj. | Open Subtitles | ويندي ذكية كفاية لتخاف من هنري والخوف هو ما سنلعب عليه |
| Çünkü neyin bana uyup neyin uymayacağını anlayacak kadar akıllıyım ve bu uymuyor. | Open Subtitles | لأنني في الواقع ذكية كفاية لأعرف مايناسبني وما لا يناسبني، وهذا لا يناسبني. |
| Evet, bir kadın Yeterince akıllı olduğundan fırtına geçtiğinde sabaha kadar beklemek . | Open Subtitles | نعم، لأن المرأة ذكية كفاية للإنتظار حتى الصباح عندما تذهب العاصفة. |
| - Bence ne hissettiğini bilecek kadar akıllı bir kız. Yok, yok. | Open Subtitles | -أعتقد أنها ذكية كفاية لتعرف ما تشعر به |
| - Bence ne hissettiğini bilecek kadar akıllı bir kız. | Open Subtitles | -أعتقد أنها ذكية كفاية لتعرف ما تشعر به |
| Daha leydi hizmetçisi değilim. Birlikte olduğum kız Anna öyle ama ben o kadar akıllı mıyım, bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا لست خادمة لسيدة بعد (آنا) الفتاة التي معي كذلك، وربما لا أكون ذكية كفاية. |
| Sana güvenemem. Bunu anlayacak kadar zeki olmalısın. | Open Subtitles | حسناً، لا يمكنني الوثوق بكِ، لا بد أنِك ذكية كفاية لتعرفي هذا |
| Bu kadar şeyi kendi başına planyacak kadar zeki değil. | Open Subtitles | إنها ليست ذكية كفاية لتأتي بشئٍ كهذا بمفردها |
| Beni sevebilmesi için yeteri kadar zeki, komik ve zayıf olduğumu düşünmedim. | Open Subtitles | لم أعتقد أني كنت ذكية كفاية أو مرحة كفاية وأو نحيفة كفاية ليحبني حقا |
| Silahının parçalarını valizlerde otele sokacak kadar zekisin. | Open Subtitles | ذكية كفاية لتقومي بتهريب قطع من سلاح الجريمة في أمتعة الفندق |
| Rachel ile seviştiğinizi anlayacak kadar zekiyim. | Open Subtitles | ذكية كفاية كي أعرف أنك تضاجع (رايتشل). |
| - Sen yeterince zeki değilsin. | Open Subtitles | أنتِ لستِ ذكية كفاية |
| Yeterince akıllı olmadığımı bilecek kadar akıllıyım. | Open Subtitles | انا ذكية كفاية لأعرف اني لست ذكية كفاية |