"ذكي كفاية" - ترجمة من عربي إلى تركي

• kadar zeki
• kadar akıllı
• kadar zekidir
• kadar zekiydi
• kadar zekisin
• kadar akıllısın
• kadar akıllıyım
• bir zeki

Sen çok güzelsin, hayatım. Bunu anlayacak kadar zeki biri o.
أنت شديدة الجمال يا عزيزتي، هو ذكي كفاية ليقدّر ذلك

Bunu bilemem ama bunu yapabilecek kadar zeki olduğumu düşünüyor.
لا أعرف شيئاً عن ذلك لكنني اعتقد بأنه يفكر بأنني ذكي كفاية لأفعلها

Seninse bu kadar zeki olmadığını düşünüyor bu yüzden kopya çekmiş olmalısın.
يعتقد هوبير بأنك لست ذكي كفاية لتفعلها لذا لابد أنك غششت

Çok tatlısın canım. O senin kıymetini anlayacak kadar akıllı.
أنت شديدة الجمال يا عزيزتي، هو ذكي كفاية ليقدّر ذلك

Buraya anahtar olmadan giren her kimse parmak izi bırakmayacak kadar zekidir.
على أية حال، من دخل هنا بدون مفتاح في وضح النّهار ذكي كفاية كي لا يترك بصمات

Her şeyi yapabilecek kadar zekiydi ama benim seçtiğim yoldan gitmeyecek kadar akıllı olamadı.
ذكي كفاية لفعل أي شيء لكن ليس ذكيا كفاية ليتجنب الطريق الذي سلكته

Dünyayı kurtarmaya yetecek kadar zekisin. Bununla da yetinme. Hadi git.
ذكي كفاية لتنقذ العالم، لذا لا تتوقف عند هذا الحد، هيا اذهب

Beni buluyorsun, iki adamımı öldürüyorsun ve bunu boş verip geçmeyeceğimi bilecek kadar akıllısın.
وإنّك ذكي كفاية لتعلم أنّي لن أمرر هذا مرور الكرام.

Hançeri aramadan geçirecek kadar akıllıyım, yaşlı adam.
ذكي كفاية ليحصل على خنجر حراسك ياعجوز

Birine tecavüz edip öldürüyor... ama suçu başkasına yükleyecek kadar zeki.
يغتصب و يقتل امرأة لكنه ذكي كفاية ليضع اللوم على رجل اخر

Her şeyin bir sebebi olduğunu bilecek kadar zeki bir çocuksun.
انت ذكي كفاية لتعلم بان الاشياء تحصل لسبب ما

Bu çocuk tıp fakültesini kazanacak kadar zeki birisi ama nasıl oluyor da çamaşır makinesini kullanmaktan aciz kalıyor?
الولد ذكي كفاية لدخوله في مدرسة طبية لكنه لم يتمكن من معرفة كيفية تشغيل الغسالة ؟

Çünkü bu gece senin için çalışanlardan biri olsaydım bir hırsızın çantasında sakladığı bir şey var mı diye bakacak kadar zeki olurdum.
لأني لو عمِلت لحسابك الليلة فكُنت سأكون ذكي كفاية لأتحقق مِن حقيبة السارق من أجل دروج مخفية

Ama lütfen bana bunun bir hata olduğunu bilecek kadar zeki olduğunu söyle.
لكن رجاءا، قلْ لي أنك ذكي كفاية لتدرك أن هذا كان خطأً

Onun gibi küçük bir adamın asla patron olamayacağını bilecek kadar zeki.
إنه ذكي كفاية كي يعلم أن الرجل الغريب مثله إنه لا يمكن أبداً أن يصبح الزعيم

Demek ki bunu düşünecek kadar zeki, ama etkili uygulayacak kadar deneyimli değil.
لذا هو ذكي كفاية ليأخذ بعين الإعتبار إمكانية لكن ليس ذكياً كفاية لينفذ التخلص بفعالية على الأرجح هذه جريمة قتله الأولى

İlk olarak, beni aptalmış gibi hissettirecek kadar akıllı değilsin.
حسنا, في البداية انت لست ذكي كفاية لكي تشعرني بالغباء

Herkes izlerken paraya yönelmeyecek kadar akıllı bir suçluydum.
لقد كنت مجرما ذكي كفاية لكي لا أذهب للمال مباشرة في حالة لو كان أحدهم كان يراقب.

- Düşündüm ki senin zihninde, benim ideal versiyonum seni tanrıça olarak görecek kadar zekidir.
حسناً، كانَ لديّ شعور أن في عقلك نسخة مثالية مني وأنه ذكي كفاية ليراكِ.. كإلهة.

Dr. Henderson bunu bilecek kadar zekiydi.
كان د(هيندرسون) ذكي كفاية ليعلم ذلك

Demek ki bunu planlayacak kadar zekisin.
مما يعني أنك ذكي كفاية لتخطط لذلك خلال هجماتك

Ben de bir şeye çare bulamayabilirim ama amacı olan bir kadının yoluna çıkmamam gerektiğini bilecek kadar akıllıyım.
حسناً، ربّما لن أكون قادر على شفاء أي شيء أيضا، لكني ذكي كفاية لأعرف... عدم الوقوف أبداً في وجه إمرأة في مهمة.

Bayağı bir zeki olduğunuzu düşünüyorsunuz değil mi?
تظن انك ذكي كفاية, اليس كذلك؟