Sonuçta müşterileri O hafta kimle yatıyorsan ona aktaracak değilsindir zaten. | Open Subtitles | لا تستطيعين إعطاء زبائن جدد لمن تنامين معهم في ذلك الأسبوع |
O hafta daha sonraları okulun kör buluşma gösterisi vardı. | Open Subtitles | بعد ذلك الأسبوع,00 كان هناك عرض التواعد العشوائي في المدرسة |
Ancak birinci oluşunun sebebi tam da O hafta piyasaya çıkmış olması. | TED | لكن السبب وراء أنه في المركز الأول هو أنه صدر خلال ذلك الأسبوع. |
Bu hafta abur cubura para harcamak zorunda olmadığım bir lüks! | Open Subtitles | ذلك الأسبوع بمثابة ترفيه لن يتحتم على الدفع مقابل الوجبات الخفيفة |
Bu hafta süresince bu his gittikçe daha da kötü bir hâl aldı ve küçük misafir evimde bir şeyler olduğuna ve bana musallat olduğuna ikna olmaya başladım. | TED | وخلال ذلك الأسبوع أصبح هذا الشعور أسوء وأسوء، وبدأت أقتنع أن شيئاً ما هناك في بيت صيافتي الصغير يطاردني. |
O hafta deponun karoları cilalanıyordu... dolayısıyla binaya bir sürü işçi girip çıkıyordu. | Open Subtitles | كانوا يقومون بتجديد الطوابق فى المبنى ذلك الأسبوع مما سمح لعمال غير معروف بالتواجد فى المبنى |
- O hafta sonu plaja gitmiştim. | Open Subtitles | لأنني قد ذهبت إلي الشاطئ في عطلة ذلك الأسبوع |
O hafta içindeki aramalara bak. | Open Subtitles | إفحص كل المكالمات التي تمت في ذلك الأسبوع |
O hafta sonu onu iki veya üç kez gördüm. Tamam işte. | Open Subtitles | شاهدته مرتّان أو ثلاثة فى عطلة نهاية ذلك الأسبوع |
Şey, sadece O hafta içinde 10 isim var. | Open Subtitles | يوجد هنا عشرة أسماء على الأقل في ذلك الأسبوع |
İnternet sitesine göre O hafta 17 askeri personel ölmüş. | Open Subtitles | والمفقودين في ترتيب زمني. وفقا لموقعه الإلكتروني، توفي 17 من الأفراد العسكريين ذلك الأسبوع. |
O hafta sıcaklar 700'ün üzerinde kişinin hayatına mâl oldu. | Open Subtitles | وبالإجمال، فقد تسببت موجة الحر في وفاة 700 شخص ذلك الأسبوع |
O hafta olan her şeyi bizim bu sabahı hatırladığımız kadar iyi hatırlıyor. | Open Subtitles | كل شيء قد حدث لها ذلك الأسبوع جديد بالنسبة لعقلها كما هو هذا الصباح بالنسبة لنا. |
Böylece ona O hafta gördüğü her şeyi sorabiliriz. | Open Subtitles | وبالنسبة لها، سوف يكون صباح الجمعة 1986. سوف نكون قادرين على سؤالها حول أي شيء رأته ذلك الأسبوع. |
O hafta hangi aktrisle düşüp kalkıyorsa onu alıp şirket uçağına binip gider. | Open Subtitles | هُو سيصطحب أيّما مُمثلة كان يُعاشرها حميمياً في ذلك الأسبوع والإقلاع على متن طائرة الشركة. |
O hafta sigarayı bırakmayı çalışıyordum galiba. | Open Subtitles | أظنني كنت أحاول الإقلاع عن التدخين ذلك الأسبوع. |
O hafta Tessa'nın okulu yok, bu da durumu kötüleştiriyor tabii. | Open Subtitles | تغيبت تيسا عن المدرسة ذلك الأسبوع مما جعل الأمر أسوأ في الواقع. |
O geçen haftaydı. Bu hafta içtikleri su ayrı gitmiyor. | Open Subtitles | كان ذلك الأسبوع الماضى ولكنهما هذا الأسبوع لا يفترقان |
Bu hafta sorguladığımız beşinci adam. | Open Subtitles | إنه الرجل الخامس الذي نتحاور معه ذلك الأسبوع |
Bu hafta gelen bir sürü değerli sevkıyatımız var. | Open Subtitles | لدينا العديد من البضائع الثمينة التي ستمر ذلك الأسبوع |
Bunu geçen hafta da söylemiştin... Hatta bir önceki hafta da. | Open Subtitles | قلت ذلك الأسبوع الماضي والأسبوع الذي قبله |
Diğer hastalar hakkında konuşamayız. Geçen hafta bunu sen söylemiştin. | Open Subtitles | لا نستطيع التحدّث عن المرضى الآخرين قلتَ ذلك الأسبوع الماضي |