ويكيبيديا

    "ذلك الشيء الذي" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • o şeyi
        
    • o şey
        
    • şey neydi
        
    • bir şey
        
    • yaptığı o
        
    • yaptığın şeyi
        
    Ve o şeyi denememe izin verdiğin için de teşekkürler. Open Subtitles وشكراً على سماحك لي بتجربة ذلك الشيء الذي حاولته آسف أنك سقطت من بين يدي
    Dinle, hemen şerifi ara, doktoru öldüren o şeyi gördüm. Open Subtitles الاستماع ميسي , الكلمة لرئيس لرأيت ذلك الشيء الذي قتل الوثيقة.
    Seni kafandan yakalayan ve tuhaf bir şekilde konuşmana neden olan o şey gibi. Open Subtitles ذلك الشيء الذي أمسك برأسك، وجعلك تتحدث كالمجنون
    Şu hep söylediğin şey neydi? Open Subtitles ماذا .. ماذا كان ذلك الشيء الذي كنتِ تقوليه دومًا ؟
    Hani inen bir şey var ya, arabaların girmesini engelliyor. Open Subtitles أتعرف ذلك الشيء الذي ينزل و يمنع السيارات من الدخول
    Ya da belki diliyle yaptığı o şey yüzündendir. Open Subtitles ♪ أو ربما السبب هو ذلك الشيء الذي يفعله بلسانه
    - Niye seçmek hep bana kalıyor? Sana ilk geldiğim gece yaptığın şeyi yapsana. Open Subtitles لمَ لا تصنعين ذلك الشيء الذي صنعتيه في أول ليلة؟
    Ama biri park kulübesinden inen o şeyi kırdı. Open Subtitles و لكن شخص ما كسر ذلك الشيء الذي ينزل من كشك وقوف السيارات
    Ama içindeki o şeyi öldürecek. Open Subtitles لكنّه سيقتل ذلك الشيء الذي بداخلك
    o şeyi tavana vurduğunu gördün mü? Open Subtitles هل ترين ذلك الشيء الذي يمشي على السقف?
    o şeyi Şef Giles'ın içinden çıkardı. Open Subtitles ذلك الشيء الذي خرج من المأمور غايلز
    o şeyi yakalayamazsak pek çok insan ölecek. Open Subtitles خارج هذه المحطة بينما لا يزال بامكاننا ذلك قبل ان تموت هذه المحطة نهائيا إذا لم نمسك ذلك الشيء الذي هناك فإن الكثير من الناس سيموتون
    Örneğin: Üç adamı aya gönderip getiren oda büyüklüğündeki bilgisayarı alsaydım ve onu bir şekilde sıkıştırsaydım-- zamanın en iyi bilgisayarını sıkıştırsaydım, öyle ki akıllı telefonunuzla aynı büyüklükte olsaydı -- şu anki akıllı telefonunuz, her iki yılda bir üç yüz dolar verip kenara fırlattığınız alet, o şeyi uçururdu. TED كمثال: إن أخذت جهاز كومبيوتر بحجم الغرفة والذي قام بإرسال وإعادة ثلاثة رجال من وإلى القمر وقمت بضغطه بطريقة ما، قمت بضغط أعظم كومبيوتر في العالم في زمنه، ليصبح بنفس حجم هاتفك الذكي، هاتفك الذكي الفعلي، ذلك الشيء الذي تنفق 300 دولار عليه ثم تتخلص منه كل سنتين، سوف يزيح ذلك الشيء بعيداً.
    Çaldığı o şey.. Onu geri çalmayı planlıyor. Open Subtitles ذلك الشيء الذي قامت بسرقته, إنها تنوي سرقته مرة أخرى
    Bundan böyle silahınızı yakınınızda ve hazır durumda bulundurun. o şey, Willie'yi öldürmek için götürdü. Tuzaklarımızın etrafından dolaştı. Open Subtitles من الأن وصاعدا عليك أن تبقي سلاحك بجانبك جاهزا للإستعمال ذلك الشيء الذي قتل ويلي قام بتفادي الفخاخ التي نصبناها
    Kültürleri bıraktıktan sonra yapmamı istediğin şey neydi? Open Subtitles ما كان ذلك الشيء الذي أردت مني فعله بعد ان أوصلت العينات ؟
    Küçüklüğümden beri bana söyleyip durduğun şey neydi? Open Subtitles ما ذلك الشيء الذي كنتِ تخبريني به وأنا صغير؟
    Gözüme saplayıp durduğun o şey neydi? Open Subtitles ما ذلك الشيء الذي ما فتئت تغرسه في عيني؟
    Yarın, senin hiç yoktan çıkardığın bir şey gerçek olacak. Open Subtitles في الغد، ذلك الشيء الذي تخيلتهِ من العدم سيصبح حقيقة.
    Şimdi, sana yaptığı o sırtındaki şeyi çekmeme izin verir misin? Open Subtitles دعيني أصور ذلك الشيء الذي على ظهركِ
    Ama o yaptığın şeyi yapmanı istemiyorum. Open Subtitles ولكني لا اريدك ان تفعل ذلك الشيء الذي تفعله

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد