Eğer bunu onlar için yapabilmişlerse, kesinlikle Bunu benim için de yapabilirlerdi. | TED | اذا كان يمكن القيام بذلك بالنسبة لهم، وبالتأكيد فإنها يمكن أن تفعل ذلك بالنسبة لي. |
Bunu benim için yapmalısın. - Kapa çeneni! | Open Subtitles | أنا بحاجة لك سخيف تفعل ذلك بالنسبة لي. |
Cam'le Jack'i ama sen Bunu benim için mahvettin. | Open Subtitles | كاميرا وجاك، ولكن... أنت خربت ذلك بالنسبة لي. |
Bunu bana Japonca anlatamaz mısın? | Open Subtitles | لا يمكنك تفسير ذلك بالنسبة لي باللغة اليابانية؟ |
Bunu bana yapamazsın, adamım. | Open Subtitles | لا يمكنك ان تفعل ذلك بالنسبة لي ، رجل. |
Otur, otur. Dikkat et, dikkat et. bunun benim için nasıl olduğunu anlaman lazım. | Open Subtitles | يجب عليكِ أن تفهمي مامعنى ذلك بالنسبة لي |
- Bunu benim için yap. Büyükanneyi öp. | Open Subtitles | - قبلة الجدة، أن تفعل ذلك بالنسبة لي. |
Bunu benim için yap. | Open Subtitles | فقط تفعل ذلك بالنسبة لي. |
Bunu benim için yaptın. | Open Subtitles | يمكنك فعل ذلك بالنسبة لي. |
Bunu bana söyleyen ilk insan sen değilsin. | Open Subtitles | أنت لست أول شخص أن يقال ذلك بالنسبة لي. |
Bunu bana hep yapıyor. | Open Subtitles | كان دائما يفعل ذلك بالنسبة لي. |
Biraz önce bu orospu çocukları Bunu bana yaşattı. | Open Subtitles | motherfuckers لم يفعلوا ذلك بالنسبة لي. |
O kadar kendi dünyalarına dalmışlar ki bunun benim için ne kadar önemli olduğunu anlamıyorlar. | Open Subtitles | هم جميعا ضائعون فيه عالمهم الخاص هم لايرون مدى اهمية ذلك بالنسبة لي |
Ve ben sana bunun benim için ne kadar büyük anlam ifade ettiğini anlatamam. | Open Subtitles | لا أستطيع وصف ما عناه ذلك بالنسبة لي |